• Haberi Oku..

    Kaju aslında meyvesinin sapıdır...

  • Haberi Oku..

    Ananas aslında meyve değildir.

  • Makale

    Çekilen fotolar

  • Makale

    Yıldız sayısı..

  • 31 Mart 2013 Pazar

    Çikolatalı Kek Yapılışı
    Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır
    Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır ?
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri
    Çikolatalı kek sever misiniz ? Cevabınızın evet olduğunu duyar gibiyim. Laf aramızda, ben de çok severim. Bu sebepler, sizlerle harika bir çikolatalı kek tarifi paylşamka istedim. Üstelik önümüz anneler günü... Dilerseniz anneler günüde annenize, sevgililer gününde sevgilinize, ya da eşinize dostunuza grurla ikram edebileceğiniz harika bir çikolatalı kek. Bakalım Çikolatalı kek nasıl yapılır ?

    Çikolatalı Kek Malzemeleri
    *3 adet yumurta,
    *1 su bardağı toz şeker,
    *1,5 su bardağı un,
    *100 gram tereyağı,
    * 80 gram çikolata,
    *1 çorba kaşığı kakao,
    *1 çorba kaşığı limon suyu ,
    * 1 çay kaşığı kabartma tozu,
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri
    Çikolata ve tereyağını benmari usülü (içi su dolu bir kabı yayan ocağın üstüne koyun. İçine de malzemeleri koyduğunuz diğer kabı yerleştirin. Yani malzemeleri kaynar suyun içinde eritin.) eritip, bir yerde ılımaya bırakın. Gelelim çikolatalı kek yapımı konusuna... Yumurta ve şekeri ılınmış olan çikolata tereyağ karışımının içine ekleyin.  Unu, kakaoyu, kabartma tozunu, en son da limon suyunu ekleyip yavaş yavaş karıştırın. Yağlamış olduğunuz kalıbın içine kek hamurunu dökün. Eğer kek kalıbınız yok ise, tepsi de kullanbilirsiniz. Kekei pişirin. Soğuyunca kalıptan/tepsiden çıkarın. Üzerine pudar eşekeri serpin. Dilerseniz, servis yapmadan evde bulunan çilek kivi,muz gibi meyvelerle de keki süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun...
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri

    ÇİKOLATALI KEK NASIL YAPILIR ?

    Konu Saati  22:00  |  in  Çikolatalı Kek Yapımı  |  Devamı»

    Çikolatalı Kek Yapılışı
    Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır
    Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır ?
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri
    Çikolatalı kek sever misiniz ? Cevabınızın evet olduğunu duyar gibiyim. Laf aramızda, ben de çok severim. Bu sebepler, sizlerle harika bir çikolatalı kek tarifi paylşamka istedim. Üstelik önümüz anneler günü... Dilerseniz anneler günüde annenize, sevgililer gününde sevgilinize, ya da eşinize dostunuza grurla ikram edebileceğiniz harika bir çikolatalı kek. Bakalım Çikolatalı kek nasıl yapılır ?

    Çikolatalı Kek Malzemeleri
    *3 adet yumurta,
    *1 su bardağı toz şeker,
    *1,5 su bardağı un,
    *100 gram tereyağı,
    * 80 gram çikolata,
    *1 çorba kaşığı kakao,
    *1 çorba kaşığı limon suyu ,
    * 1 çay kaşığı kabartma tozu,
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri
    Çikolata ve tereyağını benmari usülü (içi su dolu bir kabı yayan ocağın üstüne koyun. İçine de malzemeleri koyduğunuz diğer kabı yerleştirin. Yani malzemeleri kaynar suyun içinde eritin.) eritip, bir yerde ılımaya bırakın. Gelelim çikolatalı kek yapımı konusuna... Yumurta ve şekeri ılınmış olan çikolata tereyağ karışımının içine ekleyin.  Unu, kakaoyu, kabartma tozunu, en son da limon suyunu ekleyip yavaş yavaş karıştırın. Yağlamış olduğunuz kalıbın içine kek hamurunu dökün. Eğer kek kalıbınız yok ise, tepsi de kullanbilirsiniz. Kekei pişirin. Soğuyunca kalıptan/tepsiden çıkarın. Üzerine pudar eşekeri serpin. Dilerseniz, servis yapmadan evde bulunan çilek kivi,muz gibi meyvelerle de keki süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun...
    Çikolatalı Kek Malzemeleri, Çikolatalı Kek Yapılışı,Çikolatalı Kek,Çikolatalı Kek Nasıl Yapılır, Çikolatalı Kek Yapımı,Çikolatalı Kek Tarifleri

    0 yorum:

    30 Mart 2013 Cumartesi

    Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçları Güçlendirmek İçin
    Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli ?
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler, Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin, Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçlarınızın zayıfladığını mı düşünüyorsunuz? Yoksa, Saçlarınızın zaten yetiri kadar güçlü olmadığını mı.. Saçları Güçlrndirmek için ne yapmalı biliyor musun ?

    Beslenmenin saçlar ve cilt üzerinde çok fazla etkisi olduğunu artı hepimiz biliyoruz. O sebeple de sağlıklı beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Peki saçları güçlendirmek için ne yemeli... Saçları Güçlendiren besinler nelerdir? Ya da böyle bir besin var mıdır ? Tüm sorularının cevabı aşağıda...
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler,Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçları güçlendirmek için sizlere Ayça Kayadan bir tarif vermek istiyorum. Öncelikle malzemeleri sayalım.
    Gerekli Malzemeler ;
    * Bir bardak kefir,
    * 1 tane rendelenmiş havuç,
    * biraz kıyılımış semiz otu,
    * 1 tane ezilmiş sarımsak,
    * Biraz kıyılmış dereotu,
    * Bir tutam tuz,
    * 1 tane dövülmüş ceviz.
    Hazırlanışı ve kullanım Şekli : Yukarıdaverilen malzemeleri karıştırın. Salata yaptığınızı farz edin. Ve hergün bir öğn bu salatayı tüketi. Hem saç hem de cilt sağlığına olumlu etkilerini kısa süred göreceksiniz.
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler,Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı

    SAÇLARI GÜÇLENDİRMEK İÇİN NE YEMELİ ?

    Konu Saati  22:00  |  in  Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli  |  Devamı»

    Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçları Güçlendirmek İçin
    Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli ?
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler, Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin, Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçlarınızın zayıfladığını mı düşünüyorsunuz? Yoksa, Saçlarınızın zaten yetiri kadar güçlü olmadığını mı.. Saçları Güçlrndirmek için ne yapmalı biliyor musun ?

    Beslenmenin saçlar ve cilt üzerinde çok fazla etkisi olduğunu artı hepimiz biliyoruz. O sebeple de sağlıklı beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Peki saçları güçlendirmek için ne yemeli... Saçları Güçlendiren besinler nelerdir? Ya da böyle bir besin var mıdır ? Tüm sorularının cevabı aşağıda...
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler,Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı
    Saçları güçlendirmek için sizlere Ayça Kayadan bir tarif vermek istiyorum. Öncelikle malzemeleri sayalım.
    Gerekli Malzemeler ;
    * Bir bardak kefir,
    * 1 tane rendelenmiş havuç,
    * biraz kıyılımış semiz otu,
    * 1 tane ezilmiş sarımsak,
    * Biraz kıyılmış dereotu,
    * Bir tutam tuz,
    * 1 tane dövülmüş ceviz.
    Hazırlanışı ve kullanım Şekli : Yukarıdaverilen malzemeleri karıştırın. Salata yaptığınızı farz edin. Ve hergün bir öğn bu salatayı tüketi. Hem saç hem de cilt sağlığına olumlu etkilerini kısa süred göreceksiniz.
    Saçları Güçlendiren Besinler,Saçları Güçlendiren Yiyecekler,Saçları Güçlendirmek,Saçları Güçlendirmek İçin,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yemeli,Saçları Güçlendirmek İçin Ne Yapmalı

    0 yorum:


    Robot Endüstrisi Sınırları Zorluyor:

    Teknolojik ARGE çalışmalarına oldukça yatırım yapan Festo isimli endüstriyel şirketin uçan robotlar konusunda deneyimli olması çok güç gibi görünen bir çalışmanın hayat bulmasında oldukça etkili oldu.




     Festo BionicOpter



    Güç gibi görünen çalışma uçan bir helikopter sineği(yusufçuk) robotu yapmaktı; çok daha mikro formda tasarım ve ekipman geliştirmek

    Bilimin Büyüsü: Festo BionicOpter

    Konu Saati  13:44  |  in  Robot Teknolojisi  |  Devamı»


    Robot Endüstrisi Sınırları Zorluyor:

    Teknolojik ARGE çalışmalarına oldukça yatırım yapan Festo isimli endüstriyel şirketin uçan robotlar konusunda deneyimli olması çok güç gibi görünen bir çalışmanın hayat bulmasında oldukça etkili oldu.




     Festo BionicOpter



    Güç gibi görünen çalışma uçan bir helikopter sineği(yusufçuk) robotu yapmaktı; çok daha mikro formda tasarım ve ekipman geliştirmek

    0 yorum:

    29 Mart 2013 Cuma

    Doğal Saç Spreyi Yapımı
    Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Evde Saç Spreyi Yapımı
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Saçlarımıza verdiğimiz şekli korumak için, saç spreyine ihtiyacımız var. Ama, hazır saç spreyleri, bir çok kimyasal madde içeriyor ve saçlarımıza zarar veriyor. O halde, evde doğal saç spreyi yapımı ile hem saçlarımızın sağlığını hem de güzelliğini korumak gerek değil mi? Bu makalemizde, evde saç spreyi nasıl yapılır konusunu sizlerle paylaşacağız.

    Evde Saç Spreyi Yapımı İçin Gerekli Malzemeler;
    * 1 adet limon ya da portakal,
    * 1,5 bardak soğuk Su,
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Limon ya da portakal 4 e bölünür. Saçlar kuruysa portakal tercih edilmelidir. 1 kaba koyulan meyvenin üzerine 1,5 bardak soğuk su eklenir ve ateşe koyulur. Su yarı yarıyarıya azalana kadar kaynatılmaya devam edilir. Soğutulduktan sonra spreyl şişesine koyulur. Buzdolabında iki hafta boyunca saklanabilir. İstenirse içine 1 yemek kaşığı alkol de koyulabilir. Sprey çok yapışkan olduysa, içine bir miktar su eklemek yeterli olacaktır.
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır

    EVDE SAÇ SPREYİ YAPIMI

    Konu Saati  23:00  |  in  Saç Spreyi Yapımı  |  Devamı»

    Doğal Saç Spreyi Yapımı
    Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Evde Saç Spreyi Yapımı
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Saçlarımıza verdiğimiz şekli korumak için, saç spreyine ihtiyacımız var. Ama, hazır saç spreyleri, bir çok kimyasal madde içeriyor ve saçlarımıza zarar veriyor. O halde, evde doğal saç spreyi yapımı ile hem saçlarımızın sağlığını hem de güzelliğini korumak gerek değil mi? Bu makalemizde, evde saç spreyi nasıl yapılır konusunu sizlerle paylaşacağız.

    Evde Saç Spreyi Yapımı İçin Gerekli Malzemeler;
    * 1 adet limon ya da portakal,
    * 1,5 bardak soğuk Su,
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır
    Limon ya da portakal 4 e bölünür. Saçlar kuruysa portakal tercih edilmelidir. 1 kaba koyulan meyvenin üzerine 1,5 bardak soğuk su eklenir ve ateşe koyulur. Su yarı yarıyarıya azalana kadar kaynatılmaya devam edilir. Soğutulduktan sonra spreyl şişesine koyulur. Buzdolabında iki hafta boyunca saklanabilir. İstenirse içine 1 yemek kaşığı alkol de koyulabilir. Sprey çok yapışkan olduysa, içine bir miktar su eklemek yeterli olacaktır.
    Doğal Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Doğal Saç Spreyi Yapımı,Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Yapımı,Evde Saç Spreyi Nasıl Yapılır,Saç Spreyi Nasıl Yapılır

    0 yorum:

    İşte normal ağrı kesicilerin yararının olmadığı ve çoğu hastanın farkında olmadan yaşadığı bu sağlık sorununa dair bilinmesi gerekenler.

    Diyabet hastası, yaşamını karartan ağrıyı tanımıyor

    Yüz diyabet hastasının 20'sinde görülen ve yaşam kalitesini düşüren "nöropatik ağrı" hastalarda depresyona bile neden olabiliyor. 

    İşte normal ağrı kesicilerin yararının olmadığı ve çoğu hastanın farkında olmadan yaşadığı bu sağlık sorununa dair bilinmesi gerekenler.

    Merkezi veya çevresel sinir sisteminde hasar ya da hastalık sonucu ortaya çıkan ve hastalar tarafından "yanma, karıncalanma, batma, elektrik çarpar gibi olma ve donma hissi" gibi belirtilerle tanımlanan ağrılara "nöropatik ağrı" adı veriliyor. Başta ayaklar olmak üzere değişik organlarda ortaya çıkan nöropatik ağrı, özellikle diyabet hastalarında görülüyor ve her 100 diyabet hastasının 20'si, bu ağrıyı çekiyor. Bu sayı Türkiye'de en az 5 milyon diyabet hastasının beşte birinin nöropatik ağrı sorunu yaşaması anlamına geliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Akıncı Tan ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nöroloji Derneği Nöropatik Ağrı Çalışma Grup Başkanı Prof. Dr. Ersin Tan, nöropatik ağrının kanser hastalarında, sinir sıkışmalarında, inme veya omurilik yaralanmaları sonucunda ve zonaya bağlı olarak ortaya çıktığını söylüyor.

    Bu ağrının cinsiyeti yok

    Nöropatik ağrının görülmesi açısından cinsiyetler arasında bir fark bulunmuyor. Cinsiyet farkı, ancak nöropatik ağrıya neden olan hastalıkların türüne bağlı olarak görülüyor. Örneğin nöropatik ağrı olduğu düşünülen "fibromiyalji sendromu"na kadınlarda daha sık rastlanıyor.

    Her yaşta görülebiliyor

    Nöropatik ağrıyla her yaş grubunda karşılaşılıyor. Ancak "zona" sonrası görülen, diyabete bağlı olan ve inme sonrası meydana gelen nöropatik ağrı, ileri yaştaki kişilerde daha sık görülüyor. Nöropatik ağrı, diğer ağrılardan farklı olarak yanma, karıncalanma, batma, elektrik çarpar gibi olma ve donma hissi veriyor.

    Ağır depresyon nedeni

    Nöropatik ağrı çekenlerin yaklaşık yüzde 80'inde ağrının orta seviyede veya şiddetli olduğu belirtiliyor. Hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde kısıtlayan bu durumun yarattığı fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler, hastaların yüzde 40'ının depresyona girdiğini belirtiyor. Bu durum işgücü kaybına neden oluyor.

    Nedenini bilmiyorlar

    Nöropatik ağrının özellikle diyabet hastalarında görülmesinin nedeni, diyabetlilerin sinir sistemlerinde meydana gelen hasar... Nöropatik ağrı konusunda en dikkat çeken şey ise, ağrılarının nedenini bilmeyen hasta sayısının çok olması. Bu hastalar ağrılarının köken ve tedavisinin farklı olduğunu bilmedikleri için normal ağrı kesicilerle tedavi olmaya çalışıyor. "Nöropatik ağrı konusunda umutsuz olmaya gerek yok" diyen uzmanlar, tedavide etkinliği ve güvenilir olduğu kanıtlanmış yöntemlere dikkat çekiyor.

    Tedavi için sara ilacı

    Nöropatik ağrı tedavisi, hastanın doğru bilgilendirilmesini, psikolojik ve sosyal destek almasını ve ilaç tedavisini içeriyor. Bazı sara ve depresyon ilaçları, nöropatik ağrıda etkin tedavi yöntemleri olarak kullanılıyor. "Klasik ağrı kesicilerin nöropatik ağrıda etkin olmadığı bilinmelidir" diyen uzmanlar, hastanın etkin ilaç tedavisine yanıt vermediği nadir durumlarda girişimsel ve cerrahi yöntemlerin düşünülmesi gerektiğini söylüyor.

    Tedavi olmayan hastanın yaşam kalitesi düşüyor

    Tedavi olmayan hastanın şikâyetleri artıyor ve bu durum, kişinin yaşam kalitesini engelleyecek ciddi sorunlara yol açıyor. Hastalar, tedavi olmadıkları takdirde işlerini kaybetmek, sosyal çevreleriyle ciddi sorunlar yaşamak, ruhsal sorunlar ve yatağa bağlı kalmak gibi sonuçlarla karşılaşıyorlar.

    Tedaviyi uzman hekimler yapmalı

    Nöropatik ağrı tedavisinin nöroloji, iç hastalıkları, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, nöroşirurji (beyin cerrahisi), endokrinoloji ve metabolizma, algoloji ve romatoloji dalındaki uzman hekimler tarafından yapılması gerekiyor. Hastalık konusunda unutulmaması gereken en önemli şey, ağrının farklı nedenlere bağlı farklı türlerinin olabileceği ve etkin tedavi için iyi tanımlanması ve doğru tanınması gerektiği.

    Kaynak:GAZETE HABERTURK - CEYDA ERENOĞLU

    Yaşamınızı karartan ağrıyı tanıyın!

    Konu Saati  13:29  |  in  Genel Sağlık  |  Devamı»

    İşte normal ağrı kesicilerin yararının olmadığı ve çoğu hastanın farkında olmadan yaşadığı bu sağlık sorununa dair bilinmesi gerekenler.

    Diyabet hastası, yaşamını karartan ağrıyı tanımıyor

    Yüz diyabet hastasının 20'sinde görülen ve yaşam kalitesini düşüren "nöropatik ağrı" hastalarda depresyona bile neden olabiliyor. 

    İşte normal ağrı kesicilerin yararının olmadığı ve çoğu hastanın farkında olmadan yaşadığı bu sağlık sorununa dair bilinmesi gerekenler.

    Merkezi veya çevresel sinir sisteminde hasar ya da hastalık sonucu ortaya çıkan ve hastalar tarafından "yanma, karıncalanma, batma, elektrik çarpar gibi olma ve donma hissi" gibi belirtilerle tanımlanan ağrılara "nöropatik ağrı" adı veriliyor. Başta ayaklar olmak üzere değişik organlarda ortaya çıkan nöropatik ağrı, özellikle diyabet hastalarında görülüyor ve her 100 diyabet hastasının 20'si, bu ağrıyı çekiyor. Bu sayı Türkiye'de en az 5 milyon diyabet hastasının beşte birinin nöropatik ağrı sorunu yaşaması anlamına geliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Akıncı Tan ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nöroloji Derneği Nöropatik Ağrı Çalışma Grup Başkanı Prof. Dr. Ersin Tan, nöropatik ağrının kanser hastalarında, sinir sıkışmalarında, inme veya omurilik yaralanmaları sonucunda ve zonaya bağlı olarak ortaya çıktığını söylüyor.

    Bu ağrının cinsiyeti yok

    Nöropatik ağrının görülmesi açısından cinsiyetler arasında bir fark bulunmuyor. Cinsiyet farkı, ancak nöropatik ağrıya neden olan hastalıkların türüne bağlı olarak görülüyor. Örneğin nöropatik ağrı olduğu düşünülen "fibromiyalji sendromu"na kadınlarda daha sık rastlanıyor.

    Her yaşta görülebiliyor

    Nöropatik ağrıyla her yaş grubunda karşılaşılıyor. Ancak "zona" sonrası görülen, diyabete bağlı olan ve inme sonrası meydana gelen nöropatik ağrı, ileri yaştaki kişilerde daha sık görülüyor. Nöropatik ağrı, diğer ağrılardan farklı olarak yanma, karıncalanma, batma, elektrik çarpar gibi olma ve donma hissi veriyor.

    Ağır depresyon nedeni

    Nöropatik ağrı çekenlerin yaklaşık yüzde 80'inde ağrının orta seviyede veya şiddetli olduğu belirtiliyor. Hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde kısıtlayan bu durumun yarattığı fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler, hastaların yüzde 40'ının depresyona girdiğini belirtiyor. Bu durum işgücü kaybına neden oluyor.

    Nedenini bilmiyorlar

    Nöropatik ağrının özellikle diyabet hastalarında görülmesinin nedeni, diyabetlilerin sinir sistemlerinde meydana gelen hasar... Nöropatik ağrı konusunda en dikkat çeken şey ise, ağrılarının nedenini bilmeyen hasta sayısının çok olması. Bu hastalar ağrılarının köken ve tedavisinin farklı olduğunu bilmedikleri için normal ağrı kesicilerle tedavi olmaya çalışıyor. "Nöropatik ağrı konusunda umutsuz olmaya gerek yok" diyen uzmanlar, tedavide etkinliği ve güvenilir olduğu kanıtlanmış yöntemlere dikkat çekiyor.

    Tedavi için sara ilacı

    Nöropatik ağrı tedavisi, hastanın doğru bilgilendirilmesini, psikolojik ve sosyal destek almasını ve ilaç tedavisini içeriyor. Bazı sara ve depresyon ilaçları, nöropatik ağrıda etkin tedavi yöntemleri olarak kullanılıyor. "Klasik ağrı kesicilerin nöropatik ağrıda etkin olmadığı bilinmelidir" diyen uzmanlar, hastanın etkin ilaç tedavisine yanıt vermediği nadir durumlarda girişimsel ve cerrahi yöntemlerin düşünülmesi gerektiğini söylüyor.

    Tedavi olmayan hastanın yaşam kalitesi düşüyor

    Tedavi olmayan hastanın şikâyetleri artıyor ve bu durum, kişinin yaşam kalitesini engelleyecek ciddi sorunlara yol açıyor. Hastalar, tedavi olmadıkları takdirde işlerini kaybetmek, sosyal çevreleriyle ciddi sorunlar yaşamak, ruhsal sorunlar ve yatağa bağlı kalmak gibi sonuçlarla karşılaşıyorlar.

    Tedaviyi uzman hekimler yapmalı

    Nöropatik ağrı tedavisinin nöroloji, iç hastalıkları, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, nöroşirurji (beyin cerrahisi), endokrinoloji ve metabolizma, algoloji ve romatoloji dalındaki uzman hekimler tarafından yapılması gerekiyor. Hastalık konusunda unutulmaması gereken en önemli şey, ağrının farklı nedenlere bağlı farklı türlerinin olabileceği ve etkin tedavi için iyi tanımlanması ve doğru tanınması gerektiği.

    Kaynak:GAZETE HABERTURK - CEYDA ERENOĞLU

    0 yorum:

    İş beslenmedeki porsiyon ölçülerine gelince, gerçekten aşırı büyük bir dünyada yaşıyoruz gibi görünüyor. Amerikalılar sadece fast food restorantlarında değil, evlerinde de çok büyük porsiyonlar ile yemek yemeye bağımlı hale geldiler. 

    Uzmanlar sağlıklı zayıflamanın sırlarını açıkladı..

    Aslında, son 20 yılda birçok ülkede porsiyon oranları dramatik bir şekilde gittikçe büyüdü kalori oranından çok yüklü miktardaki porsiyonlar artık aşırı kabul edilmemeye başlandı. Kendimize evde yemek hazırladığımızda çok büyük porsiyonlar kullanmaya başladık ve bunu çok doğal karşılıyoruz. Bunlarla beraber maalesef bel kalınlığımız da aynı ölçüde büyümeye devam ediyor. Aşağıdaki 3 sözde küçük ama yararı çok büyük öneri ile daha iyi bir Beslenme düzenine sahip olun, belinizin kalınlaşmasına izin vermeyin :

    1: Gözlerinizi tekrar açın

    Kilo verip zayıflamak veya sahip olduğunuz kiloyu korumak istiyorsanız yemek miktarını ayarlamak aynı hangi yemekleri seçmeniz gerektiği ile aynı önemi taşımaktadır. Basitçe söyleyelim, makul miktarda porsiyonlar alarak, hem sevdiğiniz yiyecekleri yiyip hem de kilo verebilirsiniz. Yiyecek miktarını ölçerken küçük ve derin olmayan tabaklar kullanmak, büyük ve derin tabaklara oranla gözlerinizi oranlamakta daha faydalı olacaktır. Ayrıca küçük tabağa dolduracağınız yemek ile beraber psikolojik olarak doyurucu ve yeterli miktarda yemek yediğinizi daha kolay anlayabilirsiniz.

    2. Yiyecek etiketlerine kolayca aldanmayın

    Markete girdiğinizde yiyecekleri etiketlerine bakarak karşılaştırırsınız. Bu sizin yaptığınız rejim için iyi bir yoldur. Ama hemen etiketlere kanmayın, etikete şöyle bir Göz atmak size hikayenin tümünü anlatmayacaktır. Eğer siz de birçok tüketici gibiyseniz, ilk olarak kalori etiketine bakarsınız fakat önemli olan o yiyecekten yiyeceğiniz porsiyona göre kalori hesabını yapmaktır. Genelde birçok hazır yiyecek ürünü karmaşık besin değerleri sunar. Mesela bir çikolatalı kurabiye kutusuna bakın, aynı miktarda yiyeceğiniz tereyağ ve fıstıklı bir krakerin porsiyonu ortalama 80 kaloriyken, çikolatalı kurabiyelerin bir porsiyonunun ortalama 160 kaloriye denk geldiğini göreceksiniz. Hangisini almanız gerektiği konusunda çok kolay bir karar önünüzde duruyor değil mi? Şimdi daha yakından bakın. Tereyağ ve fıstıklı krakerin tüm kalorisinin 80 olduğunu, fakat baktığınız çikolatalı kurabiyenin sadece bir tanesinin 160 kalori olduğunu pakette ise 3 tane bulunduğunu fark edeceksiniz.

    3. Beslenme Bilgilerini Avantaja Dönüştürün

    Son zamanlarda birçok fast food restoranı ürünleri hakkında beslenme bilgilerini müşterileri ile paylaşmaya başladı. Mesela çok meşhur bir hamburgerin 260 kalori ancak daha ünlü ve daha büyük bir burgerin de 560 kalori olduğu bilgilerini bizlere sunuyor. Bununla beraber gittiğimiz diğer restoranlarda bu bilgilere rastlamıyoruz çünkü oralarda da büyük porsiyonlar artık çok sıradan doğal şekilde karşılanıyor. Alacağınız kaloriyi azaltmak ve normal ölçülerde beslenmek için sipariş verirken porsiyonu biraz küçük yapmalarını söyleyebilir, bir çocuk menüsü şeklinde istediğinizi belirtebilirsiniz.Ayrıca unutmamalısınız ki önünüze gelen tüm porsiyonu bitirmek zorunda değilsiniz, birazını ayırır yemezseniz faydalı olacaktır. Doğru porsiyonları öğrenip, beslenme değerleri hakkındaki bilgileriniz de arttıkça siz farkında olmadan aşırı yemek yemekten kurtulacaksınız ve beslenme stiliniz çok doğru bir yönde gelişecektir. Beslenme rejiminize ekleyeceğiniz bir dondurma veya kurabiye sizin sağlıklı düzeninizi bozmayacaktır, yeter ki miktarı ve sıklığını uygun ölçülerde tutmayı başarın. Porsiyonlar hakkında daha akıllıca düşünmeye başladığınızdan itibaren kilo vermeye başlayacak ve bunu sağlıklı bir şekilde başaracaksınız.

    Gözlerinizi tekrar açın kilo verin

    Konu Saati  13:26  |  in  Diyet zayıflama  |  Devamı»

    İş beslenmedeki porsiyon ölçülerine gelince, gerçekten aşırı büyük bir dünyada yaşıyoruz gibi görünüyor. Amerikalılar sadece fast food restorantlarında değil, evlerinde de çok büyük porsiyonlar ile yemek yemeye bağımlı hale geldiler. 

    Uzmanlar sağlıklı zayıflamanın sırlarını açıkladı..

    Aslında, son 20 yılda birçok ülkede porsiyon oranları dramatik bir şekilde gittikçe büyüdü kalori oranından çok yüklü miktardaki porsiyonlar artık aşırı kabul edilmemeye başlandı. Kendimize evde yemek hazırladığımızda çok büyük porsiyonlar kullanmaya başladık ve bunu çok doğal karşılıyoruz. Bunlarla beraber maalesef bel kalınlığımız da aynı ölçüde büyümeye devam ediyor. Aşağıdaki 3 sözde küçük ama yararı çok büyük öneri ile daha iyi bir Beslenme düzenine sahip olun, belinizin kalınlaşmasına izin vermeyin :

    1: Gözlerinizi tekrar açın

    Kilo verip zayıflamak veya sahip olduğunuz kiloyu korumak istiyorsanız yemek miktarını ayarlamak aynı hangi yemekleri seçmeniz gerektiği ile aynı önemi taşımaktadır. Basitçe söyleyelim, makul miktarda porsiyonlar alarak, hem sevdiğiniz yiyecekleri yiyip hem de kilo verebilirsiniz. Yiyecek miktarını ölçerken küçük ve derin olmayan tabaklar kullanmak, büyük ve derin tabaklara oranla gözlerinizi oranlamakta daha faydalı olacaktır. Ayrıca küçük tabağa dolduracağınız yemek ile beraber psikolojik olarak doyurucu ve yeterli miktarda yemek yediğinizi daha kolay anlayabilirsiniz.

    2. Yiyecek etiketlerine kolayca aldanmayın

    Markete girdiğinizde yiyecekleri etiketlerine bakarak karşılaştırırsınız. Bu sizin yaptığınız rejim için iyi bir yoldur. Ama hemen etiketlere kanmayın, etikete şöyle bir Göz atmak size hikayenin tümünü anlatmayacaktır. Eğer siz de birçok tüketici gibiyseniz, ilk olarak kalori etiketine bakarsınız fakat önemli olan o yiyecekten yiyeceğiniz porsiyona göre kalori hesabını yapmaktır. Genelde birçok hazır yiyecek ürünü karmaşık besin değerleri sunar. Mesela bir çikolatalı kurabiye kutusuna bakın, aynı miktarda yiyeceğiniz tereyağ ve fıstıklı bir krakerin porsiyonu ortalama 80 kaloriyken, çikolatalı kurabiyelerin bir porsiyonunun ortalama 160 kaloriye denk geldiğini göreceksiniz. Hangisini almanız gerektiği konusunda çok kolay bir karar önünüzde duruyor değil mi? Şimdi daha yakından bakın. Tereyağ ve fıstıklı krakerin tüm kalorisinin 80 olduğunu, fakat baktığınız çikolatalı kurabiyenin sadece bir tanesinin 160 kalori olduğunu pakette ise 3 tane bulunduğunu fark edeceksiniz.

    3. Beslenme Bilgilerini Avantaja Dönüştürün

    Son zamanlarda birçok fast food restoranı ürünleri hakkında beslenme bilgilerini müşterileri ile paylaşmaya başladı. Mesela çok meşhur bir hamburgerin 260 kalori ancak daha ünlü ve daha büyük bir burgerin de 560 kalori olduğu bilgilerini bizlere sunuyor. Bununla beraber gittiğimiz diğer restoranlarda bu bilgilere rastlamıyoruz çünkü oralarda da büyük porsiyonlar artık çok sıradan doğal şekilde karşılanıyor. Alacağınız kaloriyi azaltmak ve normal ölçülerde beslenmek için sipariş verirken porsiyonu biraz küçük yapmalarını söyleyebilir, bir çocuk menüsü şeklinde istediğinizi belirtebilirsiniz.Ayrıca unutmamalısınız ki önünüze gelen tüm porsiyonu bitirmek zorunda değilsiniz, birazını ayırır yemezseniz faydalı olacaktır. Doğru porsiyonları öğrenip, beslenme değerleri hakkındaki bilgileriniz de arttıkça siz farkında olmadan aşırı yemek yemekten kurtulacaksınız ve beslenme stiliniz çok doğru bir yönde gelişecektir. Beslenme rejiminize ekleyeceğiniz bir dondurma veya kurabiye sizin sağlıklı düzeninizi bozmayacaktır, yeter ki miktarı ve sıklığını uygun ölçülerde tutmayı başarın. Porsiyonlar hakkında daha akıllıca düşünmeye başladığınızdan itibaren kilo vermeye başlayacak ve bunu sağlıklı bir şekilde başaracaksınız.

    0 yorum:


    Annelere müjdeli bir haberimiz var. Siz ve bebeğinizin tüm ihtiyaçlarını, uygun fiyatlarla alabileceğiniz bir internet sitesi daha yayına başladı. Artık bebek bezi, biberon, çocuk giyim, hamile ürünleri, bebek arabası, bebek şampuanı gibi ürünleri almak için mağaza gezmeye son! Bebeklerinizin rahatlığına ve şıklığına değer katan ürünlere yer veren bir site olan Mompery, her 3 günde bir yenilenen butikleri ve her sabah 7’de açılan yepyeni ürünleriyle %90’a varan indirimli alışveriş keyfini ayağınıza getiriyor.

    Mompery.com’da bir gün kızınız için muhteşem bir elbise görmüşken, ertesi gün kendiniz için harika bir yoga pantolonu bulacak veya küçük oğlunuz için mükemmel bir doğumgünü hediye paketi oluşturacak ; bebek bezlerini aldığınız indirimli fiyata şaşırıp kalacaksınız…


    Mompery.com dünyasına hemen girmek için; www.mompery.com adresinden üye olmanız yeterli! Üye olduğunuzda 20 TL hediye çeki ve ilk 100 TL alışverişinize 20 TL “ekstra” indirim kuponu kazanma fırsatı kısa bir süre için sizleri bekliyor. Ayrıca "Avvio, Hello Kitty, Huggies, Kotex, Wonderwalls, Be Cool” gibi önemli markalardaki ürünleri hem kendiniz hem de sevdikleriniz için satın alabilirsiniz.

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    Anne ve bebekleri mutlu edecek internet sitesi Mompery.com açıldı!

    Konu Saati  13:25  |  in  Advertorial  |  Devamı»


    Annelere müjdeli bir haberimiz var. Siz ve bebeğinizin tüm ihtiyaçlarını, uygun fiyatlarla alabileceğiniz bir internet sitesi daha yayına başladı. Artık bebek bezi, biberon, çocuk giyim, hamile ürünleri, bebek arabası, bebek şampuanı gibi ürünleri almak için mağaza gezmeye son! Bebeklerinizin rahatlığına ve şıklığına değer katan ürünlere yer veren bir site olan Mompery, her 3 günde bir yenilenen butikleri ve her sabah 7’de açılan yepyeni ürünleriyle %90’a varan indirimli alışveriş keyfini ayağınıza getiriyor.

    Mompery.com’da bir gün kızınız için muhteşem bir elbise görmüşken, ertesi gün kendiniz için harika bir yoga pantolonu bulacak veya küçük oğlunuz için mükemmel bir doğumgünü hediye paketi oluşturacak ; bebek bezlerini aldığınız indirimli fiyata şaşırıp kalacaksınız…


    Mompery.com dünyasına hemen girmek için; www.mompery.com adresinden üye olmanız yeterli! Üye olduğunuzda 20 TL hediye çeki ve ilk 100 TL alışverişinize 20 TL “ekstra” indirim kuponu kazanma fırsatı kısa bir süre için sizleri bekliyor. Ayrıca "Avvio, Hello Kitty, Huggies, Kotex, Wonderwalls, Be Cool” gibi önemli markalardaki ürünleri hem kendiniz hem de sevdikleriniz için satın alabilirsiniz.

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    0 yorum:

    Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istendi.

    İzmir'deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Ortopedi Uzmanı Doç.Dr. Levent Karapınar, topuklu ve ince burunlu ayakkabı tutkunu kadınlara uyarılarda bulundu.

    Türk kadınının ayak yapısının taraklı olduğunu kaydeden Doç.Dr. Karapınar, mağazalarda yer alan Fransız ve İtalyan yapımı ayakkabıların, ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyledi. Daha uzun boylu ve şık gözükmek adına pek çok kadının topuklu, dar burunlu ayakkabıyı tercih ettiğinin altını çizen Doç.Dr. Karapınar, Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istedi.

    Doç.Dr. Levent Karapınar, "Vitrinleri süsleyen ve pek çok bayanın imrenerek baktığı topuklu ve ince burunlu ayakkabılar, Türk kadını için ciddi tehditler oluşturuyor. Çünkü bu ayakkabılar Avrupalı kadınların ayak yapılarına göre imal ediliyor. Üretimler genelde İtalyan ve Fransız bayanlara göre tasarlanıyor. Türk insanının ayak yapısı taraklı ve nispeten daha geniş. Bu nedenle ülkemizde yaşayan ve topuklu ayakkabıdan vazgeçemeyen bayanların sorun yaşaması kaçınılmaz oluyor. Kadınlarımızın bu fiziki nitelikleri üreticiler tarafından göz ardı ediliyor. Üretimde, kalıtımsal özelliklerin de ön planda tutulması gerekir" dedi.

    Doç.Dr. Karapınar, topuklu ayakkabı kullanımında ayağın tam olarak yere basamadığını ve bunun da sorunları yanında getirdiğini belirtti. Doç.Dr. Karapınar, "İnsanın yükünü en fazla taşıyan nokta olan topuk devre dışı bırakılınca kemiklerde erken bozulmalar meydana geliyor. Genç yaşlarda bu sorunları fark etmeyen bayanlar, ileri yaşlarda geri dönüşü olmayan sağlık problemleriyle karşılaşabiliyor. Bu nedenle topuklu ayakkabı kullanımında şıklığımız kadar sağlığımızı da düşünmeliyiz" diye konuştu.

    Türk kadını topuklu ayakkabı giyemez

    Konu Saati  13:25  |  in  Kadın Sağlığı  |  Devamı»

    Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istendi.

    İzmir'deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Ortopedi Uzmanı Doç.Dr. Levent Karapınar, topuklu ve ince burunlu ayakkabı tutkunu kadınlara uyarılarda bulundu.

    Türk kadınının ayak yapısının taraklı olduğunu kaydeden Doç.Dr. Karapınar, mağazalarda yer alan Fransız ve İtalyan yapımı ayakkabıların, ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyledi. Daha uzun boylu ve şık gözükmek adına pek çok kadının topuklu, dar burunlu ayakkabıyı tercih ettiğinin altını çizen Doç.Dr. Karapınar, Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istedi.

    Doç.Dr. Levent Karapınar, "Vitrinleri süsleyen ve pek çok bayanın imrenerek baktığı topuklu ve ince burunlu ayakkabılar, Türk kadını için ciddi tehditler oluşturuyor. Çünkü bu ayakkabılar Avrupalı kadınların ayak yapılarına göre imal ediliyor. Üretimler genelde İtalyan ve Fransız bayanlara göre tasarlanıyor. Türk insanının ayak yapısı taraklı ve nispeten daha geniş. Bu nedenle ülkemizde yaşayan ve topuklu ayakkabıdan vazgeçemeyen bayanların sorun yaşaması kaçınılmaz oluyor. Kadınlarımızın bu fiziki nitelikleri üreticiler tarafından göz ardı ediliyor. Üretimde, kalıtımsal özelliklerin de ön planda tutulması gerekir" dedi.

    Doç.Dr. Karapınar, topuklu ayakkabı kullanımında ayağın tam olarak yere basamadığını ve bunun da sorunları yanında getirdiğini belirtti. Doç.Dr. Karapınar, "İnsanın yükünü en fazla taşıyan nokta olan topuk devre dışı bırakılınca kemiklerde erken bozulmalar meydana geliyor. Genç yaşlarda bu sorunları fark etmeyen bayanlar, ileri yaşlarda geri dönüşü olmayan sağlık problemleriyle karşılaşabiliyor. Bu nedenle topuklu ayakkabı kullanımında şıklığımız kadar sağlığımızı da düşünmeliyiz" diye konuştu.

    0 yorum:


    Andorid yüklü oyun konsolu OUYA son halini aldı

    Kickstarter'ın en çok ses getiren projelerinden olan OUYA Android oyun konsolu Haziran ayında çıkacak duruma geldi. 



    İlk dönemlerinde şeffaf kutulu bir görüntüsü olan OUYA'nın ilk hali aşağıdaki görseldeki gibiydi.




    OUYA İlk Hali

    Proje ekibinin önce oyun kollarını yeniden dizayn etmesi sonrasında da küp görünümündeki, konsolun "beyni" olan

    OUYA'nın Son Hali Hazır

    Konu Saati  02:38  |  in  Oyun Konsolu  |  Devamı»


    Andorid yüklü oyun konsolu OUYA son halini aldı

    Kickstarter'ın en çok ses getiren projelerinden olan OUYA Android oyun konsolu Haziran ayında çıkacak duruma geldi. 



    İlk dönemlerinde şeffaf kutulu bir görüntüsü olan OUYA'nın ilk hali aşağıdaki görseldeki gibiydi.




    OUYA İlk Hali

    Proje ekibinin önce oyun kollarını yeniden dizayn etmesi sonrasında da küp görünümündeki, konsolun "beyni" olan

    0 yorum:

    28 Mart 2013 Perşembe

    Gül Suyunun Cilde Faydaları
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır
    Gül Suyunun Cilde Faydaları Nelerdir ?
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları
    Gül suyu genellikle iyi bir cilt bakım ürünü olarak bilinir, ama gül suyunun faydaları, sadece cilt için faydaları ile sınırlı değildir. Gül suyu, aynı zamanda, eski çağlardan bu tarafa, sağlık amaçlıda kullanılmaktadır. Bu gün sizlere gül suyunun yararları konusunda bilgiler vereceğiz.

    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları
    * Gül suyu, gül macunu ve gül yağı ayrı ayrı kullanılır. Güllü ilaç tariflerine tıp kitaplarında çok rastlanmaktadır. Mesela İbni Sina, gül suyunun serinletici etkisinden dolayı ateşli hastalıkları tedavi ettiğini yazmış. Baş bölgesindeki hastalıklarda ve yüksek ateş durumunda gül suyunun vücuda sürülmesini tavsiye ediyor.
    * Gül suyu, mide bulantısına iyi gelir. İğrenme, öğürme ve kusmayı dindirir, mideyi güçlendirir, koklayınca baş ağrısını geçirir.
    * Gül suyu, yaşam kuvveti verir.
    * Gül suyu, aklı, beyni kuvvetlendirir ve duyuları keskinleştirir, yaşam kuvvetini artırır. Heyecandan dolayı aşırı kalp atışına da yararlı olduğu saptanmış.
    * Gül suyu, boğaz ve kulak ağrılarını gideriyor.
    Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır
    Gül Suyu,cildi temizler, lekeleri önler, sivilceleri önler, cildi gerginleştirir. Cilde parlaklık verir. Göz altı morluklarını azaltır.  Cilt kırışıklıklarını azaltırken, oluşacak kırışıkları da önlemeye yardımcı olur. Tüm bunlar için gül suyu cilde nasıl kullanılır derseniz, sabah ve akşam günde iki defa pamuğa döktüğünüz bir miktar gül suyu ile cildinizi silin. 15 dakika bekledikten sonra ılık su ile cildinizi yıkayın. İşte hepsi bu kadar.
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları

    Gül Suyunun Cilde Faydaları Nelerdir ?

    Konu Saati  23:00  |  in  Gül Suyunun Yararları  |  Devamı»

    Gül Suyunun Cilde Faydaları
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır
    Gül Suyunun Cilde Faydaları Nelerdir ?
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları
    Gül suyu genellikle iyi bir cilt bakım ürünü olarak bilinir, ama gül suyunun faydaları, sadece cilt için faydaları ile sınırlı değildir. Gül suyu, aynı zamanda, eski çağlardan bu tarafa, sağlık amaçlıda kullanılmaktadır. Bu gün sizlere gül suyunun yararları konusunda bilgiler vereceğiz.

    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları
    * Gül suyu, gül macunu ve gül yağı ayrı ayrı kullanılır. Güllü ilaç tariflerine tıp kitaplarında çok rastlanmaktadır. Mesela İbni Sina, gül suyunun serinletici etkisinden dolayı ateşli hastalıkları tedavi ettiğini yazmış. Baş bölgesindeki hastalıklarda ve yüksek ateş durumunda gül suyunun vücuda sürülmesini tavsiye ediyor.
    * Gül suyu, mide bulantısına iyi gelir. İğrenme, öğürme ve kusmayı dindirir, mideyi güçlendirir, koklayınca baş ağrısını geçirir.
    * Gül suyu, yaşam kuvveti verir.
    * Gül suyu, aklı, beyni kuvvetlendirir ve duyuları keskinleştirir, yaşam kuvvetini artırır. Heyecandan dolayı aşırı kalp atışına da yararlı olduğu saptanmış.
    * Gül suyu, boğaz ve kulak ağrılarını gideriyor.
    Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır
    Gül Suyu,cildi temizler, lekeleri önler, sivilceleri önler, cildi gerginleştirir. Cilde parlaklık verir. Göz altı morluklarını azaltır.  Cilt kırışıklıklarını azaltırken, oluşacak kırışıkları da önlemeye yardımcı olur. Tüm bunlar için gül suyu cilde nasıl kullanılır derseniz, sabah ve akşam günde iki defa pamuğa döktüğünüz bir miktar gül suyu ile cildinizi silin. 15 dakika bekledikten sonra ılık su ile cildinizi yıkayın. İşte hepsi bu kadar.
    Gül Suyu Cilde Nasıl Kullanılır,Gül Suyu,Gül Suyunun Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydaları,Gül Suyunun Cilde Faydası,Gül Suyunun Yararları

    0 yorum:

    Tuzlu Kek tarifi
    Peynirli Tuzlu Kek Tarifi
    Peynirli Tuzlu Kek Nasıl Yapılır ?
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek
    Kek yapmayı hemen hemen tüm hanımlar bilir ve ikramlarında ya da çay saatlerinde sıklıkla da yaparlar. Gelin bugün farklı bir kek tarifi yapalım hepbirlikte. Bildiğiniz tatlı kek yerine peynirli tuzlu kek yapmaya ne dersiniz ?Peynirli tuzlu kek nasıl yapılır hep beraber görelim..


    Peynirli Tuzlu Kek Yapımı İçin Gerekli Malzemeler;
    *750 gr. Lor peyniri,
    *1 yumurta,
    *2 tane dolmalık kırmızı biber,
    *6 dilim ekmek,
    *1 çay kaşığı çam fıstığı,
    *2 diş sarımsak,
    *1 su bardağı dolusu taze fesleğen,
    *2 yemek kaşığı zeytin yağı,
    *2 yemek kaşığ rende kaşar,
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek
    Derin bir kasenin içine lor peynirini,yumurtayı,doğranmış fesleğenleri,ezilmiş sarımsağı Çam fıstığını, tuzu ve baharatları koyup iyice yoğurun. Elinizle top top yapıp Küçük kek kalıplarına yerleştirin. 170 dercedeki sıcak fırına sürün ve peynirler kızarana kadar Pişirin. Bu arada kırmızı biberleri közleyin. Kabuklarını soyun. Fırından çıkan peynir keklerinin üzerine dilim dilim yapıp koyarak servis yapın.isterseniz yanına dilim ekmeklerde koyabilirsiniz.
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek

    PEYNİRLİ TUZLU KEK NASIL YAPILIR ?

    Konu Saati  06:28  |  in  Tuzlu Kek Tarifi  |  Devamı»

    Tuzlu Kek tarifi
    Peynirli Tuzlu Kek Tarifi
    Peynirli Tuzlu Kek Nasıl Yapılır ?
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek
    Kek yapmayı hemen hemen tüm hanımlar bilir ve ikramlarında ya da çay saatlerinde sıklıkla da yaparlar. Gelin bugün farklı bir kek tarifi yapalım hepbirlikte. Bildiğiniz tatlı kek yerine peynirli tuzlu kek yapmaya ne dersiniz ?Peynirli tuzlu kek nasıl yapılır hep beraber görelim..


    Peynirli Tuzlu Kek Yapımı İçin Gerekli Malzemeler;
    *750 gr. Lor peyniri,
    *1 yumurta,
    *2 tane dolmalık kırmızı biber,
    *6 dilim ekmek,
    *1 çay kaşığı çam fıstığı,
    *2 diş sarımsak,
    *1 su bardağı dolusu taze fesleğen,
    *2 yemek kaşığı zeytin yağı,
    *2 yemek kaşığ rende kaşar,
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek
    Derin bir kasenin içine lor peynirini,yumurtayı,doğranmış fesleğenleri,ezilmiş sarımsağı Çam fıstığını, tuzu ve baharatları koyup iyice yoğurun. Elinizle top top yapıp Küçük kek kalıplarına yerleştirin. 170 dercedeki sıcak fırına sürün ve peynirler kızarana kadar Pişirin. Bu arada kırmızı biberleri közleyin. Kabuklarını soyun. Fırından çıkan peynir keklerinin üzerine dilim dilim yapıp koyarak servis yapın.isterseniz yanına dilim ekmeklerde koyabilirsiniz.
    Tuzlu Kek Tarifi,Tuzlu Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Tuzlu Kek,Peynirli Kek Tarifi,Peynirli Kek Nasıl Yapılır,Peynirli Kek Yapımı,Tuzlu Kek

    0 yorum:

    26 Mart 2013 Salı

    Farklı renk ve yapılardaki saçlara özgü farklı ürünler sunan TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ile Haute Couture saç stilleri yaratmak mümkün.

    Londra Moda Haftası’nın 17 yılı aşkın süredir saç sponsoru olarak ''Saçın Tarzındır'' diyen TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ''Moda, artık yalnız güzel bir kıyafet almak değil! Bugün modada STİL satın alıyorsunuz'' diyen tasarımcı Elif Cığızoğlu ile Mercedes Benz İstanbul Fashion Week kapsamında muhteşem bir iş birliğine imza attı.

    Modanın giyilen üründen çok seçilen stile dönüştüğünü söyleyen Elif Cığızoğlu, koleksiyonunun stilini TONI&GUY Türkiye saç danışmanı Kemal Baykar ve ekibinin yarattığı saçlarla tamamladı.

    ''TONI&GUY Presents ELIF CIĞIZOĞLU'' ismiyle anılan bu muhteşem görsel şölen 14 Mart 2013 Perşembe günü Pera Palace Hotel Jumeirah’ta moda severlerin beğenisine sunuldu.


    Modanın ayrılmaz parçasının saçlar olduğunu çok iyi bilen TONI&GUY, Londra Moda Haftası kulislerinde edindiği deneyimle geliştirdiği yeni saç bakım ve tarzına özel şekillendirme ürünleriyle Türkiye’de de saçının tarzıyla buluşmasını isteyenlerin bir numaralı tercihi oldu!

    Tarzın ister klasik, ister ışıltılı, ister yaratıcı olsun http://www.sacintarzin.com/sendeuygula adresindeki videolar ve diğer zengin içeriklerle dünyadaki moda trendlerine uygun saç tasarımlarını saçlarına yansıtman çok kolay!

    Sezon modasını saçlarınla buluşturmak istiyorsan, TONI&GUY’ın Şekillendirme kategorisi altında yer alan Casual, Glamour, Classic ve Creative koleksiyonlarını daha yakından tanıman için detaylar aşağıda;


    Casual: Zamanın karmaşasına inat, pratik, hızlı ve doğal bir stil sunuyor. Serideki ''Deniz Tuzu Etkili Şekillendirici Sprey'', ''Şekillendirici & Yağ Emici Saç Pudrası'' ve ''Esnek Tutuşlu Saç Spreyi'' favorin olacak!

    Glamour: Eğlenmeden duramayan, dikkatleri üzerine çekmeyi seven, gösterişli ve parıltılı bir stil. Serinin ürünlerinden ''Işıltı Verici Köpük'', “Nemlendirici & Parlaklık Verici Sprey'', “Işıltı Verici & Elektriklenmeye Karşı Koruyucu Serum'' ve “Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' seni bekliyor.

    Classic: Asla modası geçmeyen, zamanın ötesinde bir stilin altın anahtarı. ''Parlaklık Verici Serum”, ''Bukle Belirginleştirici Sprey'', ''Orta Tutuşlu Saç Spreyi'' ile nostaljik ve sofistike saçlara sahip olmak hiç de zor değil!   

    Creative: Hayatın sınırlarını zorlayarak yaşayan ve her zaman cesur olanların stili. ''Şekillendirici Krem Jöle'' ve ''Ekstra Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' ile hayal gücünü yansitan saçlar yarat!

    Men: Şampuandan saç şekillendiricisine sadece erkeklere özel bir koleksiyonla saçın tarzınla buluşuyor! ''Yoğun Arındırıcı Şampuan'', ''2'si 1 Arada Kepeğe Karşı Etkili Şampuan ve Saç Kremi'' ve ruhunu hayatına yansıtan birbirinden değişik stiller için ''Şekillendirici Wax'' ve “Şekillendirici Krem Jöle'' seni bekliyor.

    TONI&GUY hakkında daha detaylı bilgi için:
    www.sacintarzin.com
    www.hairmeetwardrobe.com
    facebook/hairmeetwardrobe
    twitter/hair_wardrobeTR
    youtube/hair_wardrobeTR

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    Sezon Modasını Saçınla Yansıtmaya Hazır Mısın?

    Konu Saati  06:24  |  in  Advertorial  |  Devamı»

    Farklı renk ve yapılardaki saçlara özgü farklı ürünler sunan TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ile Haute Couture saç stilleri yaratmak mümkün.

    Londra Moda Haftası’nın 17 yılı aşkın süredir saç sponsoru olarak ''Saçın Tarzındır'' diyen TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ''Moda, artık yalnız güzel bir kıyafet almak değil! Bugün modada STİL satın alıyorsunuz'' diyen tasarımcı Elif Cığızoğlu ile Mercedes Benz İstanbul Fashion Week kapsamında muhteşem bir iş birliğine imza attı.

    Modanın giyilen üründen çok seçilen stile dönüştüğünü söyleyen Elif Cığızoğlu, koleksiyonunun stilini TONI&GUY Türkiye saç danışmanı Kemal Baykar ve ekibinin yarattığı saçlarla tamamladı.

    ''TONI&GUY Presents ELIF CIĞIZOĞLU'' ismiyle anılan bu muhteşem görsel şölen 14 Mart 2013 Perşembe günü Pera Palace Hotel Jumeirah’ta moda severlerin beğenisine sunuldu.


    Modanın ayrılmaz parçasının saçlar olduğunu çok iyi bilen TONI&GUY, Londra Moda Haftası kulislerinde edindiği deneyimle geliştirdiği yeni saç bakım ve tarzına özel şekillendirme ürünleriyle Türkiye’de de saçının tarzıyla buluşmasını isteyenlerin bir numaralı tercihi oldu!

    Tarzın ister klasik, ister ışıltılı, ister yaratıcı olsun http://www.sacintarzin.com/sendeuygula adresindeki videolar ve diğer zengin içeriklerle dünyadaki moda trendlerine uygun saç tasarımlarını saçlarına yansıtman çok kolay!

    Sezon modasını saçlarınla buluşturmak istiyorsan, TONI&GUY’ın Şekillendirme kategorisi altında yer alan Casual, Glamour, Classic ve Creative koleksiyonlarını daha yakından tanıman için detaylar aşağıda;


    Casual: Zamanın karmaşasına inat, pratik, hızlı ve doğal bir stil sunuyor. Serideki ''Deniz Tuzu Etkili Şekillendirici Sprey'', ''Şekillendirici & Yağ Emici Saç Pudrası'' ve ''Esnek Tutuşlu Saç Spreyi'' favorin olacak!

    Glamour: Eğlenmeden duramayan, dikkatleri üzerine çekmeyi seven, gösterişli ve parıltılı bir stil. Serinin ürünlerinden ''Işıltı Verici Köpük'', “Nemlendirici & Parlaklık Verici Sprey'', “Işıltı Verici & Elektriklenmeye Karşı Koruyucu Serum'' ve “Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' seni bekliyor.

    Classic: Asla modası geçmeyen, zamanın ötesinde bir stilin altın anahtarı. ''Parlaklık Verici Serum”, ''Bukle Belirginleştirici Sprey'', ''Orta Tutuşlu Saç Spreyi'' ile nostaljik ve sofistike saçlara sahip olmak hiç de zor değil!   

    Creative: Hayatın sınırlarını zorlayarak yaşayan ve her zaman cesur olanların stili. ''Şekillendirici Krem Jöle'' ve ''Ekstra Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' ile hayal gücünü yansitan saçlar yarat!

    Men: Şampuandan saç şekillendiricisine sadece erkeklere özel bir koleksiyonla saçın tarzınla buluşuyor! ''Yoğun Arındırıcı Şampuan'', ''2'si 1 Arada Kepeğe Karşı Etkili Şampuan ve Saç Kremi'' ve ruhunu hayatına yansıtan birbirinden değişik stiller için ''Şekillendirici Wax'' ve “Şekillendirici Krem Jöle'' seni bekliyor.

    TONI&GUY hakkında daha detaylı bilgi için:
    www.sacintarzin.com
    www.hairmeetwardrobe.com
    facebook/hairmeetwardrobe
    twitter/hair_wardrobeTR
    youtube/hair_wardrobeTR

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    0 yorum:

    25 Mart 2013 Pazartesi


    TÜBİTAK'ın Geliştiridiği Debian Türevli Pardus 2013 Kurumsal Çıktı

    Uzun süredir sessiz kalan Pardus projesi bugün itibariyle tekrardan hayat bulmuş oldu. Tübitak'ın geliştirmeye devam edeceğini bildirdiği Pardus Kurumsal 2013 sürümü bugün itibariyle yayınlanmış bulunuyor.



    GNOME ve KDE masaüstleri ile gelen Pardus 2013 eski sistemden tamamen farklı bir yapıya büründü. Önceki paket sistemi

    Pardus 2013 Yayınlandı

    Konu Saati  06:43  |  in  OS  |  Devamı»


    TÜBİTAK'ın Geliştiridiği Debian Türevli Pardus 2013 Kurumsal Çıktı

    Uzun süredir sessiz kalan Pardus projesi bugün itibariyle tekrardan hayat bulmuş oldu. Tübitak'ın geliştirmeye devam edeceğini bildirdiği Pardus Kurumsal 2013 sürümü bugün itibariyle yayınlanmış bulunuyor.



    GNOME ve KDE masaüstleri ile gelen Pardus 2013 eski sistemden tamamen farklı bir yapıya büründü. Önceki paket sistemi

    0 yorum:

    24 Mart 2013 Pazar

    Google Play Andorid uygulama marketinin son sürümü olacak olan Google Play 4'ün arayüzü göründü.

    Google Play'in arayüzü baştan aşağı değişecek. Yayımlanan görseller ve videoda açık bir şekilde çok daha interaktif ve canlı bir uygulama marketinin bizleri beklediği görülüyor. Google Play 4'ün Mayıs ayındaki Google etkinliğinde tanıtılması bekleniyor.



    Google Play 4.0 Arayüzü


    Şu an için çok

    Google Play 4.0 Arayüzü

    Konu Saati  04:29  |  in  Google Play  |  Devamı»

    Google Play Andorid uygulama marketinin son sürümü olacak olan Google Play 4'ün arayüzü göründü.

    Google Play'in arayüzü baştan aşağı değişecek. Yayımlanan görseller ve videoda açık bir şekilde çok daha interaktif ve canlı bir uygulama marketinin bizleri beklediği görülüyor. Google Play 4'ün Mayıs ayındaki Google etkinliğinde tanıtılması bekleniyor.



    Google Play 4.0 Arayüzü


    Şu an için çok

    0 yorum:

    23 Mart 2013 Cumartesi


    Yandex'ten Çağdaş Ressam Abidin Dino Logosu


    Yandex Abidin Dino Logosu


    Yandex doğru politikalarla günden güne Türk kullanıcıları tarafından çok daha fazla kullanılır hale geliyor.

    Bunlardan son bir adımda  Türk çağdaş resim sanatının önemli isimlerinden Abidin Dino'nun 100. doğum günü için Dino'yu anlatan bir logunun Yandex'in ana sayfasına konulmuş olması. Yandex'in daha fazla kullanılması

    Yandex Logosu: Abidin Dino Kimdir?

    Konu Saati  02:41  |  in  İnternet Tarayıcılar  |  Devamı»


    Yandex'ten Çağdaş Ressam Abidin Dino Logosu


    Yandex Abidin Dino Logosu


    Yandex doğru politikalarla günden güne Türk kullanıcıları tarafından çok daha fazla kullanılır hale geliyor.

    Bunlardan son bir adımda  Türk çağdaş resim sanatının önemli isimlerinden Abidin Dino'nun 100. doğum günü için Dino'yu anlatan bir logunun Yandex'in ana sayfasına konulmuş olması. Yandex'in daha fazla kullanılması

    0 yorum:

    22 Mart 2013 Cuma


    Linux'ün gücü, güçlenen Çin'e güç katacak!

    Linux dünyasının göz bebeği olan Ubuntu'nun geliştiricisi ve yayımcısı olan Canonical ile Çin hükümetinin yaptığı anlaşmaya göre önümüzdeki Nisan ayından itibaren Çin'in kamusal alanları ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda da Çin'in genelinde kullanılmak üzere Ubuntu Kylin adında bir Linux dağıtımı çıkacak.



     Ubuntu Kylin


    Çin Endüstri Bakanlığı ve

    Canonical'dan Çin'e Özel İşletim Sistemi Geliyor

    Konu Saati  11:20  |  in  OS  |  Devamı»


    Linux'ün gücü, güçlenen Çin'e güç katacak!

    Linux dünyasının göz bebeği olan Ubuntu'nun geliştiricisi ve yayımcısı olan Canonical ile Çin hükümetinin yaptığı anlaşmaya göre önümüzdeki Nisan ayından itibaren Çin'in kamusal alanları ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda da Çin'in genelinde kullanılmak üzere Ubuntu Kylin adında bir Linux dağıtımı çıkacak.



     Ubuntu Kylin


    Çin Endüstri Bakanlığı ve

    0 yorum:

    Defne Sabununun Saça Faydaları
    Defne Sabunu Saça Cilde Faydaları
    Defne Sabununun Saç ve Cilt Faydaları
    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları, Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları
    Genillkle, mutfaklarda baharat ve çoğunlukla,et yemeklerinde lezzet vermek amacı ile kullanılan defne, aslında son derece faydalı bir bitki. Baharat olmanın ötesinde, sağlığa ve güzelliğe oldukça katkısı bulunan defne bitkisinden elde edilen defne sabununun saça ve cilde faydaları konusunu sizlerle paylaşacağız bu gün.

    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları,Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları
    * Defne sabunu saç dökülmesini önleyici önemli ve özel bir sabundur.
    * Saçlarda kepeklenmeyi de önler.
    * Antiseptik özelliğinden dolayı tüm vücut parazitlerine ve mantar hastalığına karşı faydalı bir üründür. * Ayrıca cilt için de çok faydalıdır…
    * Varisleri rahatlatmakta etkilidir.
    * Saçları kepeklenmeye karşı korur.
    * Ergenlik sivilcelerini yok etmede ve saç diplerindeki yara ve tahrişlerin tedavisinde çok etkilidir.
    * Antiseptik oluşu nedeniyle derideki birden fazla hastalığa, egzamaya ve mantara iyi gelmektedir.
    * Derideki gözenekleri açar ve derinin rahatlamasını sağlar.
    * Doğal kokusu ve antiseptik oluşundan dolayı evdeki dolaplarda kullandığınız takdirde haşerelerin barınmasını engeller.
    *  Romatizma ağrılarını giderir.
    * Cilt mantarlarında ve saç dökülmesini yavaşlatmak için yararlıdır.
    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları,Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları

    DEFNE SABUNUNUN SAÇ VE CİLT İÇİN FAYDALARI

    Konu Saati  05:41  |  in  Defne Sabununun Saça Faydaları  |  Devamı»

    Defne Sabununun Saça Faydaları
    Defne Sabunu Saça Cilde Faydaları
    Defne Sabununun Saç ve Cilt Faydaları
    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları, Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları
    Genillkle, mutfaklarda baharat ve çoğunlukla,et yemeklerinde lezzet vermek amacı ile kullanılan defne, aslında son derece faydalı bir bitki. Baharat olmanın ötesinde, sağlığa ve güzelliğe oldukça katkısı bulunan defne bitkisinden elde edilen defne sabununun saça ve cilde faydaları konusunu sizlerle paylaşacağız bu gün.

    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları,Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları
    * Defne sabunu saç dökülmesini önleyici önemli ve özel bir sabundur.
    * Saçlarda kepeklenmeyi de önler.
    * Antiseptik özelliğinden dolayı tüm vücut parazitlerine ve mantar hastalığına karşı faydalı bir üründür. * Ayrıca cilt için de çok faydalıdır…
    * Varisleri rahatlatmakta etkilidir.
    * Saçları kepeklenmeye karşı korur.
    * Ergenlik sivilcelerini yok etmede ve saç diplerindeki yara ve tahrişlerin tedavisinde çok etkilidir.
    * Antiseptik oluşu nedeniyle derideki birden fazla hastalığa, egzamaya ve mantara iyi gelmektedir.
    * Derideki gözenekleri açar ve derinin rahatlamasını sağlar.
    * Doğal kokusu ve antiseptik oluşundan dolayı evdeki dolaplarda kullandığınız takdirde haşerelerin barınmasını engeller.
    *  Romatizma ağrılarını giderir.
    * Cilt mantarlarında ve saç dökülmesini yavaşlatmak için yararlıdır.
    Defne Sabununun Saça Cilde Faydaları,Defne Sabunu,Defen Sabunu Saç,Defne Sabunu Cilt, Defne Sabununun Faydaları,Defen Sabunu Cilde Faydaları,Defne Sabununun Saça Faydaları

    0 yorum:

    21 Mart 2013 Perşembe

    Nar Kabuğunun Kaynatılması
    Nar Kabuğunun Yararları
    Nar Kabuğunun Yararları
    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması
    Nar meyve olarak son derece faydalı bir besin. ama nar kabuğunun faydaları, nardan ve nar suyunda dahda da fazla.. Biz Türk milleti olarak nar kabuğunu çöpe etıyoruz. Ama bu makalemizi okuduktan sonra eminiz ki, siz de nar kabuğunun yararlarından istifade etmek isteyeceksiniz..

    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması
    *Nar kabuğu özellikle, yanıkların tedavisinde çok fayda sağlamaktadır.Yanıkların tedavisinde kullanılacak olan nar kabuğu havan ile iyice dövülmeli ve yara üzerine konulmalıdır.
    *Frengi hastalığına da iyi gelen nar kabuğu havanda iyice dövülmeli ve toz haline getirildikten sonra sabah akşam günde iki defa bir çorba kaşığı yenip üzerine yarım bardak su içilmelidir.
    * Nar kabuğu tüketimi bağırsaklarda bulunan solucanların da dökülmesine yardımcı olur.. Bunun için, bir avuç nar kabuğunu yarım litre suya ilave ederek kaynatmalı ve süzdükten sonra kurtlar dökülünceye kadar her sabah içilmelidir.
    * Bir avuç nar kabuğu üç bardak suyun içine atılıp kaynatıldıktan sonra süzülüp bu karışımla günde üç kez gargara yapıldığı zaman, dudakta bulunan uçuklar kısa sürede geçerken, bir litre suyun içine iki avuç nar çiçeği atıp kaynatmak ve günde üç kez süzülmüş bu suyla gargara yapmakta ağız yaralarına iyi gelecektir.
    * Nar kabuğu içinde bulunan ellagik asit, başta meme kanseri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamaktadır. Nar kabuğundaki flavanoitler, fenolik bileşikler ve antioksantlar suyundan çok daha fazla miktardadır.
    * Nar kabuğunun kötü huylu kolesterolü azalttığı, beta hücrelerini artırarak diyabetli hastalara, kalp ve damar hastalarına suyuna göre çok daha önemli faydalar sağladığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.
    * Nar kabuğunda bulunan ellagik asit antioksidan, anti-mutajen ve anti-kanser özelliklere sahiptir. Çalışmalar meme, yemek borusu, cilt, bağırsak, prostat ve pankreas kanserlerinde anti-kanser özelliğini göstermiştir. Ellagik asit P53 geninin kanser hücrelerince yok edilmesini engellemektedir. Ellagik asit kansere neden olan moleküllere bağlanarak onları çok önemli bir oranda etkisizleştirmektedir. Bu yüzden özellikle kanserli hastaların kullanımı amacıyla ellagik asitli içecekler başta İsrail olmak üzere pek çok ülkede eczahanelerde satılmaktadır. Nar kabuğu, narın en değerli yeri iken ülkemizde meyve suyu fabrikaları bu değerli maddeyi üstüne bir de para vererek çöpe atmaktadır. 
    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması

    NAR KABUĞUNUN YARARLARI

    Konu Saati  05:31  |  in  Nar Kabuğunun Yararları  |  Devamı»

    Nar Kabuğunun Kaynatılması
    Nar Kabuğunun Yararları
    Nar Kabuğunun Yararları
    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması
    Nar meyve olarak son derece faydalı bir besin. ama nar kabuğunun faydaları, nardan ve nar suyunda dahda da fazla.. Biz Türk milleti olarak nar kabuğunu çöpe etıyoruz. Ama bu makalemizi okuduktan sonra eminiz ki, siz de nar kabuğunun yararlarından istifade etmek isteyeceksiniz..

    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması
    *Nar kabuğu özellikle, yanıkların tedavisinde çok fayda sağlamaktadır.Yanıkların tedavisinde kullanılacak olan nar kabuğu havan ile iyice dövülmeli ve yara üzerine konulmalıdır.
    *Frengi hastalığına da iyi gelen nar kabuğu havanda iyice dövülmeli ve toz haline getirildikten sonra sabah akşam günde iki defa bir çorba kaşığı yenip üzerine yarım bardak su içilmelidir.
    * Nar kabuğu tüketimi bağırsaklarda bulunan solucanların da dökülmesine yardımcı olur.. Bunun için, bir avuç nar kabuğunu yarım litre suya ilave ederek kaynatmalı ve süzdükten sonra kurtlar dökülünceye kadar her sabah içilmelidir.
    * Bir avuç nar kabuğu üç bardak suyun içine atılıp kaynatıldıktan sonra süzülüp bu karışımla günde üç kez gargara yapıldığı zaman, dudakta bulunan uçuklar kısa sürede geçerken, bir litre suyun içine iki avuç nar çiçeği atıp kaynatmak ve günde üç kez süzülmüş bu suyla gargara yapmakta ağız yaralarına iyi gelecektir.
    * Nar kabuğu içinde bulunan ellagik asit, başta meme kanseri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamaktadır. Nar kabuğundaki flavanoitler, fenolik bileşikler ve antioksantlar suyundan çok daha fazla miktardadır.
    * Nar kabuğunun kötü huylu kolesterolü azalttığı, beta hücrelerini artırarak diyabetli hastalara, kalp ve damar hastalarına suyuna göre çok daha önemli faydalar sağladığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.
    * Nar kabuğunda bulunan ellagik asit antioksidan, anti-mutajen ve anti-kanser özelliklere sahiptir. Çalışmalar meme, yemek borusu, cilt, bağırsak, prostat ve pankreas kanserlerinde anti-kanser özelliğini göstermiştir. Ellagik asit P53 geninin kanser hücrelerince yok edilmesini engellemektedir. Ellagik asit kansere neden olan moleküllere bağlanarak onları çok önemli bir oranda etkisizleştirmektedir. Bu yüzden özellikle kanserli hastaların kullanımı amacıyla ellagik asitli içecekler başta İsrail olmak üzere pek çok ülkede eczahanelerde satılmaktadır. Nar kabuğu, narın en değerli yeri iken ülkemizde meyve suyu fabrikaları bu değerli maddeyi üstüne bir de para vererek çöpe atmaktadır. 
    Nar Kabuğu,Nar Kabuğunun Yararları,Nar Kabuğunun Faydası,Nar Kabuğunun Faydaları,Nar Kabuğu Ne İşe yarar,Nar Kabuğunun Kaynatılması

    0 yorum:

    20 Mart 2013 Çarşamba


    Kainat İçin Küçük Dünyamız İçin Büyük  Bir Adım

    NASA'nın duyurusuna göre, 1977 yılının 5 Eylül günü uzayın derinliklerine seyahat etmesi için gönderilen Voyager 1 gönderiliş amacını 35 yıldan fazla bir süre sonra bugün itibariyle gerçekleştirmiş bulunuyor.




    Voyager 1




    İlk defa insan yapımı bir araç güneş sistemimizi aşarak derin uzaya ulaşmış bulunuyor. Düşünün ki 35 yıldır uzayın

    Bilim ve Voyager 1 Bir İlki Başardı

    Konu Saati  11:54  |  in  Uzay  |  Devamı»


    Kainat İçin Küçük Dünyamız İçin Büyük  Bir Adım

    NASA'nın duyurusuna göre, 1977 yılının 5 Eylül günü uzayın derinliklerine seyahat etmesi için gönderilen Voyager 1 gönderiliş amacını 35 yıldan fazla bir süre sonra bugün itibariyle gerçekleştirmiş bulunuyor.




    Voyager 1




    İlk defa insan yapımı bir araç güneş sistemimizi aşarak derin uzaya ulaşmış bulunuyor. Düşünün ki 35 yıldır uzayın

    0 yorum:

    Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Ayva Tatlısı Tarifi
    Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır ?
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Bu gün sizlere nefis bir tatlı tarifi vermek istiyoruz. Kış aylarında yapabileceğiniz ve afiyetle yiyebileceğiniz ayva tatlısı nasıl yapılır hep beraber bakalım..

    Ayva Tatlısı Yapımı İçin Gerekli Malzemeler ;
    *6 adet orta boy ayva,
    *4 su bardağı toz şeker,
    *6 su bardağı su,
    *2 rulo kaymak,
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Ayvalar güzelce yıkanıp temizlendikten sonra soyulur, ortadan ikiye bölünüp çekirdekleri çıkarılır. Her bir ayvanın ortasına bir fincan şeker dökülür ve üzerini örtecek kadar su konulup bir saat kadar kısık ateşte pişirilir. Soğuduktan sonra ayvaların üzerine kaymak ilave edilip servis yapılır.
    Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
     Ayvaların kırmızı olması için on adet ayva çekirdeği de tencereye atılır ve mümkünse bakır tencere kullanılır. Ayva tatlısının kırmızı olmasını sağlayan bakır tenceredir.
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin

    AYVA TATLISI NASIL YAPILIR ?

    Konu Saati  06:28  |  in  Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin  |  Devamı»

    Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Ayva Tatlısı Tarifi
    Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır ?
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Bu gün sizlere nefis bir tatlı tarifi vermek istiyoruz. Kış aylarında yapabileceğiniz ve afiyetle yiyebileceğiniz ayva tatlısı nasıl yapılır hep beraber bakalım..

    Ayva Tatlısı Yapımı İçin Gerekli Malzemeler ;
    *6 adet orta boy ayva,
    *4 su bardağı toz şeker,
    *6 su bardağı su,
    *2 rulo kaymak,
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
    Ayvalar güzelce yıkanıp temizlendikten sonra soyulur, ortadan ikiye bölünüp çekirdekleri çıkarılır. Her bir ayvanın ortasına bir fincan şeker dökülür ve üzerini örtecek kadar su konulup bir saat kadar kısık ateşte pişirilir. Soğuduktan sonra ayvaların üzerine kaymak ilave edilip servis yapılır.
    Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin
     Ayvaların kırmızı olması için on adet ayva çekirdeği de tencereye atılır ve mümkünse bakır tencere kullanılır. Ayva tatlısının kırmızı olmasını sağlayan bakır tenceredir.
    Ayva Tatlısı Yapılışı,Ayva Tatlısı Yemek Tarifi,Ayva Tatlısı,Ayva Tatlısı Tarifi,Ayva Tatlısı Nasıl Yapılır,Ayva Tatlısı Yapımı,Ayva Tatlısının yapılışı,Ayva Tatlısının Kırmızı Olması İçin

    0 yorum:

    dominos kafan gider

    Sevgilisine ilginç bir sürpriz yapmak isteyenler yaşadı. Türkiye'de sosyal medyanın en etkili markalarından biri olan Domino's Pizza yepyeni bir Twitter projesine imza atıyor. #kafangider hashtag'iyle tweet atan herkesin Twitter nick'i (kullanıcı adı) Domino's Pizza kutularına basılıyor.

    Uygulama kısaca şöyle. Twitter'dan veya kafangider.com mikro sitesi üzerinden Twitter hesabınızla bağlanarak (Twitter connect) #kafangider hashtag'iyle tweet atıyorsunuz. Bu tweet'ler arasından gün içinde en çok retweet alan ilk 3 tweet'i sahibinin nick'iyle birlikte site sayfasındaki pizza kutusunun üzerinde görebiliyorsunuz.

    2 hafta boyunca sürecek uygulamada, toplamda en çok retweet edilen ilk 3 tweet, atanın nick'iyle beraber Domino's tarafından özel olarak üretilecek gerçek pizza kutularının üstüne basılacak. Ayrıca uygulamaya katılıp, tweet atan herkesin nick'leri de bu özel pizza kutusu üstünde yer alacak.

    Bu projenin ödülü de eksik değil tabi. Uygulamaya kafangider.com üzerinden tweet atarak katılan kullanıcılar arasından yapılacak çekilişle her gün 30 kişiye bedava pizza kuponu dağıtılıyor.

    Düşünsenize sevgilinize özel bir tweet atıyor ve bunu ona bir pizza kutusunda yolluyorsunuz. Keşke bu proje Sevgililer Günü'nden önce yapılsaydı:)

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    Sevgilinizin tweet'ini Domino's Pizza kutusunun üstünde görseniz hoş olmaz mıydı?

    Konu Saati  03:39  |  in  Advertorial  |  Devamı»

    dominos kafan gider

    Sevgilisine ilginç bir sürpriz yapmak isteyenler yaşadı. Türkiye'de sosyal medyanın en etkili markalarından biri olan Domino's Pizza yepyeni bir Twitter projesine imza atıyor. #kafangider hashtag'iyle tweet atan herkesin Twitter nick'i (kullanıcı adı) Domino's Pizza kutularına basılıyor.

    Uygulama kısaca şöyle. Twitter'dan veya kafangider.com mikro sitesi üzerinden Twitter hesabınızla bağlanarak (Twitter connect) #kafangider hashtag'iyle tweet atıyorsunuz. Bu tweet'ler arasından gün içinde en çok retweet alan ilk 3 tweet'i sahibinin nick'iyle birlikte site sayfasındaki pizza kutusunun üzerinde görebiliyorsunuz.

    2 hafta boyunca sürecek uygulamada, toplamda en çok retweet edilen ilk 3 tweet, atanın nick'iyle beraber Domino's tarafından özel olarak üretilecek gerçek pizza kutularının üstüne basılacak. Ayrıca uygulamaya katılıp, tweet atan herkesin nick'leri de bu özel pizza kutusu üstünde yer alacak.

    Bu projenin ödülü de eksik değil tabi. Uygulamaya kafangider.com üzerinden tweet atarak katılan kullanıcılar arasından yapılacak çekilişle her gün 30 kişiye bedava pizza kuponu dağıtılıyor.

    Düşünsenize sevgilinize özel bir tweet atıyor ve bunu ona bir pizza kutusunda yolluyorsunuz. Keşke bu proje Sevgililer Günü'nden önce yapılsaydı:)

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    0 yorum:

    19 Mart 2013 Salı


    Gelmesi beklenen iPhone 5S'in daha ucuz modeli için daha hesaplı malzemelerin kullacılacağı biliniyor. Örmeğin metal bir kapak yerine Samsung Galaxy modelleri gibi plastik kapaklar kullanılacak.

    iPhoneClub isimli bir site için tasarımcı Martin Hajek'in yayınladığı konsept iPhone 5S ve iPhone 5 Mini görselleri oldukça dikkat çekti; çok da beğenilmiş durumda.



     iPhone 5S ve 5 Mini Konsept

    Ucuz iPhone 5S ve 5 Mini Böyle Mi Olacak?

    Konu Saati  09:55  |  in  iPhone  |  Devamı»


    Gelmesi beklenen iPhone 5S'in daha ucuz modeli için daha hesaplı malzemelerin kullacılacağı biliniyor. Örmeğin metal bir kapak yerine Samsung Galaxy modelleri gibi plastik kapaklar kullanılacak.

    iPhoneClub isimli bir site için tasarımcı Martin Hajek'in yayınladığı konsept iPhone 5S ve iPhone 5 Mini görselleri oldukça dikkat çekti; çok da beğenilmiş durumda.



     iPhone 5S ve 5 Mini Konsept

    0 yorum:


    Google Sohbet Servisleri Birleşiyor

    Geeks'in haberine göre Google şu sıralar tümleşik bir sistem ile sohbet uygulamalarından Gmail'e kadar uzanan ürünlerinin havuzu olabilecek bir servis geliştiriyor: Babble




    Google Babble Geliyor





    Google+ üzerinden yapılabilen Hangout sohbetlerinden tutun da fotoğraf paylaşımlarına kadar bir çok işlemi yapmaya olanak verecek Babble. Ancak Gmail'den

    Google Babble Geliyor

    Konu Saati  08:43  |  in  Google  |  Devamı»


    Google Sohbet Servisleri Birleşiyor

    Geeks'in haberine göre Google şu sıralar tümleşik bir sistem ile sohbet uygulamalarından Gmail'e kadar uzanan ürünlerinin havuzu olabilecek bir servis geliştiriyor: Babble




    Google Babble Geliyor





    Google+ üzerinden yapılabilen Hangout sohbetlerinden tutun da fotoğraf paylaşımlarına kadar bir çok işlemi yapmaya olanak verecek Babble. Ancak Gmail'den

    0 yorum:

    Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi
    Bıldırcın Yumurtası
    Bıldırcın Yumurtasının Faydaları ve Zararları Nelerdir ?
    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları, Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir, Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Normal yumurtayı günlük olarak tüketmek çok faydalı bildiğiniz gibi. Üstelik kolesterol yaptığı yönündeki söylentilerde artık tarihe karıştı. Bir de özellikle çocuklara yedilen bıldırcın yumurtası var.. O da ayrı bir sağlık kaynağı. Bu gün bıldırcın yumurtasının faydaları ve zararları konusunda sizleri bilgilendirmek istiyoruz. 

    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları, Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir, Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Yumurtanın sarısında bulunan protein anne sütündeki proteine eş değerdeki tek besin. Ama diğer bir taraftan bıldırcın yumurtası tavuk yumurtasına oranla kat kat daha fazla besin değerine sahip. Hayvansal kaynaklı proteinlerin başında kanatlı kümes hayvanlarının yumurtalarının geldiğini ifade eden uzmanlar hayvansal proteinlerin saladığı yüksek enerjinin yanısıra çocuklardaki bedensel gelişimin daha sağlıklı olarak gerçekleşmesine yardımcı olur. Yalnı severek tükettiğimiz bu yumurtalar da ait olduğu hayvanın genetik yapıları nedeniyle çeşitlilik gösteriyor. Bıldırcın yumurtasının içeriğindeki besleyici maddelerin yoğunluğu nedeniyle yaygın olarak tüketilen tavuk yumurtasından farklı olduğunu belirten uzmanlara göre ;
    “Diğer yumurtalardan daha fazla, proteinlerin yapı taşı olan aminoasit içeren bıldırcın yumurtası, özellikle çocukların bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi ise enerjisini daha çok fiziksel büyümeye harcayan çocuklarda, hastalığa neden olan mikropların etkisini azaltmaktadır. Grip, bronşit gibi üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocukların, bıldırcın yumurtası yedikten sonra hastalıklardan çok daha kısa sürede kurtulduğu gözlenmektedir. Bıldırcın yumurtasının bu hastalıklara iyi gelmesiyle ilgili, bilimsel kitaplara girmiş deneysel bir veri olmamasına karşın, bize, (çocuğuma bıldırcın yumurtası yedirebilir miyim?) diye soran kişilere, bıldırcın yumurtasını tavsiye ediyoruz. Sonuçta, bıldırcın yumurtası, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimine yardımcı olan bir protein deposudur.”
    Bıldırcın yumurtası normal yumurtadan 5 kat fazla fosfor, 8 kat fazla demir, 6 kat fazla B1, 15 kat fazla B2 vitamini, 9 katfazla protein ihtiva ediyor. Güç ve zindelik vermesi, solunum, alerjik astım sorunları için tabiibir antibiyotik olması, lezzeti, salataların, mezelerin süsü, çocuklar için eğlenceli bir vitamin hapı olması ürünün en bilinen özellikleridir. Tavuk yumurtası ile yapılan her şey ve pişirme biçimi bıldırcın yumurtası ile aynen yapılabilir" dedi.
    Protein açığına Karşı Blıdırcın Yumurtası
    Ülkemizde hayvansal protein tüketiminin gelişmiş ülkelere göre düşük seviyede kaldığını söyleyen uzmanlar, bu açığın kapatılmasında, son yıllarda eskiye oranla daha rahat bulunabilen bıldırcın yumurtasının etkili olabileceğini söyledi.
    Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir,Bıldırcın Yumurtası Çocuklara Nasıl Yedirilir
    Bılbıldırcın yumurtası çocuklar tarafından en doğru tüketilme biçimi, rafadan yenmesidir. “Çünkü yumurtanın rafadan olması, vücudun proteinleri en kolay ve etkili şekilde almasını sağlar. Bıldırcın yumurtasının sarısı pişirilmeden de çocuklara içirilebilir. Ancak, özel bir protein içeren yumurta akı, vücuttaki B vitaminlerini etkisizleştirme olasılığına karşı, çiğ olarak verilmemelidir.
    Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi
    1 adet bıldırcın yumurtası 158 Kalori
    Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Yumurta zarı yarı geçirgen olduğundan dolayı, yumurtanın dışında bulunan pislik içine geçebilir. Eğer bıldırcın yumurtası çiğ tüketilecek olur ise, salmonella adı verilen bir virüs de vücudumuza girmiş olur. O sebeple bıldırcın yumurtasının rafadan veya yağda pişirilerek yedirilmesi çok önemlidir.
    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları,Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir,Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları

    BILDIRCIN YUMURTASININ FAYDALARI VE ZARARLARI NELERDİR ?

    Konu Saati  05:20  |  in  Bıldırcın Yumurtasının Zararları  |  Devamı»

    Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi
    Bıldırcın Yumurtası
    Bıldırcın Yumurtasının Faydaları ve Zararları Nelerdir ?
    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları, Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir, Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Normal yumurtayı günlük olarak tüketmek çok faydalı bildiğiniz gibi. Üstelik kolesterol yaptığı yönündeki söylentilerde artık tarihe karıştı. Bir de özellikle çocuklara yedilen bıldırcın yumurtası var.. O da ayrı bir sağlık kaynağı. Bu gün bıldırcın yumurtasının faydaları ve zararları konusunda sizleri bilgilendirmek istiyoruz. 

    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları, Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir, Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Yumurtanın sarısında bulunan protein anne sütündeki proteine eş değerdeki tek besin. Ama diğer bir taraftan bıldırcın yumurtası tavuk yumurtasına oranla kat kat daha fazla besin değerine sahip. Hayvansal kaynaklı proteinlerin başında kanatlı kümes hayvanlarının yumurtalarının geldiğini ifade eden uzmanlar hayvansal proteinlerin saladığı yüksek enerjinin yanısıra çocuklardaki bedensel gelişimin daha sağlıklı olarak gerçekleşmesine yardımcı olur. Yalnı severek tükettiğimiz bu yumurtalar da ait olduğu hayvanın genetik yapıları nedeniyle çeşitlilik gösteriyor. Bıldırcın yumurtasının içeriğindeki besleyici maddelerin yoğunluğu nedeniyle yaygın olarak tüketilen tavuk yumurtasından farklı olduğunu belirten uzmanlara göre ;
    “Diğer yumurtalardan daha fazla, proteinlerin yapı taşı olan aminoasit içeren bıldırcın yumurtası, özellikle çocukların bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi ise enerjisini daha çok fiziksel büyümeye harcayan çocuklarda, hastalığa neden olan mikropların etkisini azaltmaktadır. Grip, bronşit gibi üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocukların, bıldırcın yumurtası yedikten sonra hastalıklardan çok daha kısa sürede kurtulduğu gözlenmektedir. Bıldırcın yumurtasının bu hastalıklara iyi gelmesiyle ilgili, bilimsel kitaplara girmiş deneysel bir veri olmamasına karşın, bize, (çocuğuma bıldırcın yumurtası yedirebilir miyim?) diye soran kişilere, bıldırcın yumurtasını tavsiye ediyoruz. Sonuçta, bıldırcın yumurtası, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimine yardımcı olan bir protein deposudur.”
    Bıldırcın yumurtası normal yumurtadan 5 kat fazla fosfor, 8 kat fazla demir, 6 kat fazla B1, 15 kat fazla B2 vitamini, 9 katfazla protein ihtiva ediyor. Güç ve zindelik vermesi, solunum, alerjik astım sorunları için tabiibir antibiyotik olması, lezzeti, salataların, mezelerin süsü, çocuklar için eğlenceli bir vitamin hapı olması ürünün en bilinen özellikleridir. Tavuk yumurtası ile yapılan her şey ve pişirme biçimi bıldırcın yumurtası ile aynen yapılabilir" dedi.
    Protein açığına Karşı Blıdırcın Yumurtası
    Ülkemizde hayvansal protein tüketiminin gelişmiş ülkelere göre düşük seviyede kaldığını söyleyen uzmanlar, bu açığın kapatılmasında, son yıllarda eskiye oranla daha rahat bulunabilen bıldırcın yumurtasının etkili olabileceğini söyledi.
    Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir,Bıldırcın Yumurtası Çocuklara Nasıl Yedirilir
    Bılbıldırcın yumurtası çocuklar tarafından en doğru tüketilme biçimi, rafadan yenmesidir. “Çünkü yumurtanın rafadan olması, vücudun proteinleri en kolay ve etkili şekilde almasını sağlar. Bıldırcın yumurtasının sarısı pişirilmeden de çocuklara içirilebilir. Ancak, özel bir protein içeren yumurta akı, vücuttaki B vitaminlerini etkisizleştirme olasılığına karşı, çiğ olarak verilmemelidir.
    Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi
    1 adet bıldırcın yumurtası 158 Kalori
    Bıldırcın Yumurtasının Zararları
    Yumurta zarı yarı geçirgen olduğundan dolayı, yumurtanın dışında bulunan pislik içine geçebilir. Eğer bıldırcın yumurtası çiğ tüketilecek olur ise, salmonella adı verilen bir virüs de vücudumuza girmiş olur. O sebeple bıldırcın yumurtasının rafadan veya yağda pişirilerek yedirilmesi çok önemlidir.
    Bıldırcın Yumurtası,Bıldırcın Yumurtasının Faydaları,Bıldırcın Yumurtası Yararları,Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir,Bıldırcın Yumurtasının Kalorisi,Bıldırcın Yumurtasının Zararları

    0 yorum:

    18 Mart 2013 Pazartesi

    Tonik Kullanımı
    Tonik Nasıl Kullanılır
    Tonik Nasıl Kullanılır ?
    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır
    Cilt temizliği günlük yapılır ise, cildiniz de uzun süre kışırık ve cilt problemleri yaşatmadan sağlıklı ve pürüzsüz bir halde kalır. Günlük cilt temizliğiniz için ayıracağınız 5 dakika size; sağlıkla parlayan cilt, aynaya baktığınızda pürüzsüz cildiyle gülümseyen bir kadın armağan eder.

    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır
    Tonik Nedir-Tonik Ne Demek
    Tonik; cilt temizliği tamamlar ve gözenekleri sıkılaştırır. Gece uyumadan önce ve sabah uyandığınızda günlük cilt temizliği yaparken tonik kullanmanın önemli yeri vardır. Tonik, ilk adımda cildinizdeki yağ, toz, makyaj gibi kalıntıları derinlemesine temizlerken; cilt gözeneklerini sıkılaştırıp daha canlı ve genç kalmasını sağlar.
    Toniğinde içeriğinde cilt sağlığını ve güzelliğini koruyacak farklı maddeler bulunabilir. Gül suyu, maden sodası, salistik asit gibi karışımlarla tonik hazırlanabilir.
    Cildinizde sivilce, akne sorunu yaşıyorsanız; düzenli tonik kullanımıyla çözüme ulaşabilirsiniz. Sivilceli ve akneli ciltler için üretilmiş tonikler; ciltteki yağ dengesini düzenler, cildi kurutmadan fazla yağı alır ve sağlıkla parlamasını sağlar. Özellikle içeriğinde alkol olan tonikler yağlı ciltler için idealdir. Cilt gözeneklerinin tıkanması sivilce ve akneye yol açar ancak alkol içerik tonikler cilt gözeneklerini derinlemesine temizler ve cildin nefes almasını sağlar.
    Kuru ya da normal cilt türüne sahipseniz içeriğinde alkol olmayan tonikleri tercih etmelisiniz. Gül suyu, maden sodası gibi içeriklere sahip tonikler; ciltteki ölü derileri temizler ve canlılık kazandırır. Cildi yağlandırmadan, PH dengesini düzenler.
    Tonik Nasıl Uygulanır- Tonik Nasıl Kullanılır-Tonikler Nasıl Kullanılır
    Cildinizi temizleme jeli, sabun ya da losyonla temizleyin.
    Bir parça pamuğun üzerine yeteri miktarda tonik dökün.
    Bastırmadan, dudak ve göz çevresine değdirmeden tonikli pamukla yüz ve boyun bölgenizi silin.
    Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı
    Yaklaşık 1 dakika bekleyip ılık suyla durulayın.Cilt türünüze uygun kremle nemlendirme yapın.
    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır

    TONİK NASIL KULLANILIR ?

    Konu Saati  07:45  |  in  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı  |  Devamı»

    Tonik Kullanımı
    Tonik Nasıl Kullanılır
    Tonik Nasıl Kullanılır ?
    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır
    Cilt temizliği günlük yapılır ise, cildiniz de uzun süre kışırık ve cilt problemleri yaşatmadan sağlıklı ve pürüzsüz bir halde kalır. Günlük cilt temizliğiniz için ayıracağınız 5 dakika size; sağlıkla parlayan cilt, aynaya baktığınızda pürüzsüz cildiyle gülümseyen bir kadın armağan eder.

    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır
    Tonik Nedir-Tonik Ne Demek
    Tonik; cilt temizliği tamamlar ve gözenekleri sıkılaştırır. Gece uyumadan önce ve sabah uyandığınızda günlük cilt temizliği yaparken tonik kullanmanın önemli yeri vardır. Tonik, ilk adımda cildinizdeki yağ, toz, makyaj gibi kalıntıları derinlemesine temizlerken; cilt gözeneklerini sıkılaştırıp daha canlı ve genç kalmasını sağlar.
    Toniğinde içeriğinde cilt sağlığını ve güzelliğini koruyacak farklı maddeler bulunabilir. Gül suyu, maden sodası, salistik asit gibi karışımlarla tonik hazırlanabilir.
    Cildinizde sivilce, akne sorunu yaşıyorsanız; düzenli tonik kullanımıyla çözüme ulaşabilirsiniz. Sivilceli ve akneli ciltler için üretilmiş tonikler; ciltteki yağ dengesini düzenler, cildi kurutmadan fazla yağı alır ve sağlıkla parlamasını sağlar. Özellikle içeriğinde alkol olan tonikler yağlı ciltler için idealdir. Cilt gözeneklerinin tıkanması sivilce ve akneye yol açar ancak alkol içerik tonikler cilt gözeneklerini derinlemesine temizler ve cildin nefes almasını sağlar.
    Kuru ya da normal cilt türüne sahipseniz içeriğinde alkol olmayan tonikleri tercih etmelisiniz. Gül suyu, maden sodası gibi içeriklere sahip tonikler; ciltteki ölü derileri temizler ve canlılık kazandırır. Cildi yağlandırmadan, PH dengesini düzenler.
    Tonik Nasıl Uygulanır- Tonik Nasıl Kullanılır-Tonikler Nasıl Kullanılır
    Cildinizi temizleme jeli, sabun ya da losyonla temizleyin.
    Bir parça pamuğun üzerine yeteri miktarda tonik dökün.
    Bastırmadan, dudak ve göz çevresine değdirmeden tonikli pamukla yüz ve boyun bölgenizi silin.
    Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı
    Yaklaşık 1 dakika bekleyip ılık suyla durulayın.Cilt türünüze uygun kremle nemlendirme yapın.
    Tonik,Tonikler,Tonik Ne Demek,Cilt Toniği nasıl Kullanılır,Tonik Kullanımı,Tonik Nedir,  Tonikten Sonra Yüz Yıkanırmı,Tonikler Nasıl Kullanılır

    0 yorum:

    17 Mart 2013 Pazar

    İtalyan mobil ağırlıklı Plaffo blogun haberine göre Windows Phone 8 işletim sistemli akıllı telefonlara Microsoft tarafından verilen destek yaklaşık on altı ay sonra kesilecek ki bu tarihte 2014 yılının ikinci çeyreği oluyor.




    Windows Phone 8 Nokia


    Blogun haberine kaynak gösterdiği Microsoft'un destek dokümanına göre aslında Windows Phone 8 çoktan başlangıç ömrünü aşmış; Microsoft desteğin

    Windows Phone 8 Desteği 2014'te Biter..!

    Konu Saati  21:34  |  in  Windows Phone  |  Devamı»

    İtalyan mobil ağırlıklı Plaffo blogun haberine göre Windows Phone 8 işletim sistemli akıllı telefonlara Microsoft tarafından verilen destek yaklaşık on altı ay sonra kesilecek ki bu tarihte 2014 yılının ikinci çeyreği oluyor.




    Windows Phone 8 Nokia


    Blogun haberine kaynak gösterdiği Microsoft'un destek dokümanına göre aslında Windows Phone 8 çoktan başlangıç ömrünü aşmış; Microsoft desteğin

    0 yorum:



    Facebook krizleri!
    Whatsapp kullanıyorsanız kaliteli ve yeni bir alternatif olan MessageMe'yi duymuşsunuzdur. Bir haftada en çok indirilenler listesinde başı çekiyor şu an MessageMe.



     MessageMe


    Uygulamanın başlıca özellikleri; birincisi size pin kodu veriyor olması ve pin kodunuzu bilen arkadaşlarınızın dışında kimsenin uygulamayı kullandığınızı görmemesi ikincisi ise göderdiğiniz

    Facebook MessageMe'ye karşı

    Konu Saati  02:13  |  in  Sosyal Medya  |  Devamı»



    Facebook krizleri!
    Whatsapp kullanıyorsanız kaliteli ve yeni bir alternatif olan MessageMe'yi duymuşsunuzdur. Bir haftada en çok indirilenler listesinde başı çekiyor şu an MessageMe.



     MessageMe


    Uygulamanın başlıca özellikleri; birincisi size pin kodu veriyor olması ve pin kodunuzu bilen arkadaşlarınızın dışında kimsenin uygulamayı kullandığınızı görmemesi ikincisi ise göderdiğiniz

    0 yorum:

    16 Mart 2013 Cumartesi

    Galaxy S4'ün teknik özellikleri, görseli ve bir de tanıtım videosu bulunan yazımız Samsung Galaxy S4 Tanıtımı Yapıldı haberini okumak için başlığa tıklayabilirsiniz.

    Samsung'un yeni amiral gemisi Galaxy S4'ün şu an için "en akıllı" telefon olduğunu ve henüz bir muadilinin olmadığını belirtelim. Bu durumda akıllara iPhone 5'in Türkiye fiyatı gibi uçuk rakamlar gelebilir ancak öyle olmayacak.

    Samsung Galaxy S4 Türkiye Fiyatı

    Konu Saati  03:23  |  in  Samsung  |  Devamı»

    Galaxy S4'ün teknik özellikleri, görseli ve bir de tanıtım videosu bulunan yazımız Samsung Galaxy S4 Tanıtımı Yapıldı haberini okumak için başlığa tıklayabilirsiniz.

    Samsung'un yeni amiral gemisi Galaxy S4'ün şu an için "en akıllı" telefon olduğunu ve henüz bir muadilinin olmadığını belirtelim. Bu durumda akıllara iPhone 5'in Türkiye fiyatı gibi uçuk rakamlar gelebilir ancak öyle olmayacak.

    0 yorum:

    15 Mart 2013 Cuma

    Vücutta meydana gelen titremeler, istemsiz olarak tekrarlayan ince ritmik sarsılma hareketleri olarak tarif edilmektedir. Bu tip titremeler vücudun her yanında görülebilmekle beraber en çok ellerde ve başta gözlemlenir. Zaman zaman da ayak ve bacaklarda belirti verir.

    Ailevi olarak da görülebilen sebebi bilinmeyen tip titremeler, en sık karşılaşılan şekillerdir. Bu tür titremeler en çok bir bardak kaldırırken ya da el ile bir şeyi işaret ederken belirgin hale gelir. Hareket etmez iken ise titreme yoktur. Bu sırada baş ve ses de titreyebilir.

    Bazı ilaçlar ile fayda elde edilebilir. Günlük yaşamın çok zor olduğu şiddetli vakalarda cerrahi yöntemler de beyin cerrahlarınca uygulanabilmektedir.

    İlaçlar ve hastalıklar önemli sebepler

    Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar ya da hastalıklar da titremelere yol açabilir. Bu hastalıkların başında ileri yaşlarda ortaya çıkan parkinson hastalığı yer alır.

    Karaciğer yetmezliği, alkolizm, cıva ve kurşun zehirlenmesi de ciddi titremelere sebep olabilen hastalıklar arasındadır. Yine tiroit hormonunun kanda arttığı hipertiroidi hastalığının belirtileri arasında ellerde titreme sayılır.

    Lityum ve bazı depresyon ilaçları yan etki olarak bu belirtileri verir.

    Gençlerde görülen titremelerin en sık görülen sebepleri ise stresli ruh hali, kafein ve Alkol tüketimidir.

    Titreme fark edildiğinde neler yapılmalı?

    Titreme fark edildiğinde doktora gidilmeden önce şikâyetlerin ne zaman ve ne şekilde geldiğine dikkat edilmesi sebebin ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır.

    Kendi başınıza evde yapabilecekleriniz aşağıda kısaca sıralanmıştır.

    - Strese sebep olan etmenlerin ortadan kaldırılması bazen titremenin azalmasına yardımcı olmaktadır.

    - Kola ağır bir saat ya da bilezik takılması veya elde bir cisim taşınması titremeleri azaltabilmekte ve daha iyi kontrol sağlamaktadır.

    - Kazalardan kaçınmak için bir şey içerken bardağı ya da fincanı yarım doldurmak veya kamış kullanmak güvenli bir yoldur.

    - Yeterli uyku ve istirahat önemlidir, çünkü yorgunluk titremeleri arttırır.

    - Kendi başına titremeye yol açabildiği için kahve, çay ya da kolalı içecekler gibi kafeinden zengin gıdalardan uzak durmakta fayda vardır.

    Kendi halinde düzenli bir ritim içerisinde süren titremeler birden şiddetlenir, ek olarak yanına başka belirtiler eklenir ya da günlük hayatla bağdaşmaz hale gelirse tekrar hekime başvurmakta tereddüt etmeyiniz.

    İstemsiz titremelere karşı alınabilecek önlemler

    Konu Saati  12:40  |  in  sağlık  |  Devamı»

    Vücutta meydana gelen titremeler, istemsiz olarak tekrarlayan ince ritmik sarsılma hareketleri olarak tarif edilmektedir. Bu tip titremeler vücudun her yanında görülebilmekle beraber en çok ellerde ve başta gözlemlenir. Zaman zaman da ayak ve bacaklarda belirti verir.

    Ailevi olarak da görülebilen sebebi bilinmeyen tip titremeler, en sık karşılaşılan şekillerdir. Bu tür titremeler en çok bir bardak kaldırırken ya da el ile bir şeyi işaret ederken belirgin hale gelir. Hareket etmez iken ise titreme yoktur. Bu sırada baş ve ses de titreyebilir.

    Bazı ilaçlar ile fayda elde edilebilir. Günlük yaşamın çok zor olduğu şiddetli vakalarda cerrahi yöntemler de beyin cerrahlarınca uygulanabilmektedir.

    İlaçlar ve hastalıklar önemli sebepler

    Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar ya da hastalıklar da titremelere yol açabilir. Bu hastalıkların başında ileri yaşlarda ortaya çıkan parkinson hastalığı yer alır.

    Karaciğer yetmezliği, alkolizm, cıva ve kurşun zehirlenmesi de ciddi titremelere sebep olabilen hastalıklar arasındadır. Yine tiroit hormonunun kanda arttığı hipertiroidi hastalığının belirtileri arasında ellerde titreme sayılır.

    Lityum ve bazı depresyon ilaçları yan etki olarak bu belirtileri verir.

    Gençlerde görülen titremelerin en sık görülen sebepleri ise stresli ruh hali, kafein ve Alkol tüketimidir.

    Titreme fark edildiğinde neler yapılmalı?

    Titreme fark edildiğinde doktora gidilmeden önce şikâyetlerin ne zaman ve ne şekilde geldiğine dikkat edilmesi sebebin ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır.

    Kendi başınıza evde yapabilecekleriniz aşağıda kısaca sıralanmıştır.

    - Strese sebep olan etmenlerin ortadan kaldırılması bazen titremenin azalmasına yardımcı olmaktadır.

    - Kola ağır bir saat ya da bilezik takılması veya elde bir cisim taşınması titremeleri azaltabilmekte ve daha iyi kontrol sağlamaktadır.

    - Kazalardan kaçınmak için bir şey içerken bardağı ya da fincanı yarım doldurmak veya kamış kullanmak güvenli bir yoldur.

    - Yeterli uyku ve istirahat önemlidir, çünkü yorgunluk titremeleri arttırır.

    - Kendi başına titremeye yol açabildiği için kahve, çay ya da kolalı içecekler gibi kafeinden zengin gıdalardan uzak durmakta fayda vardır.

    Kendi halinde düzenli bir ritim içerisinde süren titremeler birden şiddetlenir, ek olarak yanına başka belirtiler eklenir ya da günlük hayatla bağdaşmaz hale gelirse tekrar hekime başvurmakta tereddüt etmeyiniz.

    0 yorum:


    Daha önce haberini yaptığımız Samsung Galaxy S4 Ne Zaman Çıkacak? başlıklı yazımızda Samsung Galaxy S4 ün gelmesi muhtemel özelliklerini yazmıştık.

    Samsung'un yaptığı tanıtımla artık Galaxy S4 resmileşti ve S4'ün özellikleri de biliniyor. Uzatmayalım ve direk detaylara geçelim.



    Samsung Galaxy S4



    Samsung Galaxy S4 özellikleri


    Android 4.2 Jelly Bean işletim sistemi
    2 GB Ram
    16/32/64 GB

    Samsung Galaxy S4 Tanıtımı Yapıldı

    Konu Saati  01:43  |  in  Samsung  |  Devamı»


    Daha önce haberini yaptığımız Samsung Galaxy S4 Ne Zaman Çıkacak? başlıklı yazımızda Samsung Galaxy S4 ün gelmesi muhtemel özelliklerini yazmıştık.

    Samsung'un yaptığı tanıtımla artık Galaxy S4 resmileşti ve S4'ün özellikleri de biliniyor. Uzatmayalım ve direk detaylara geçelim.



    Samsung Galaxy S4



    Samsung Galaxy S4 özellikleri


    Android 4.2 Jelly Bean işletim sistemi
    2 GB Ram
    16/32/64 GB

    0 yorum:

    14 Mart 2013 Perşembe

    Anne sütü verilmesi gereken ilk bir yılda bebeğe normal süt vermenin demir eksikliğine yol açtığını belirten uzmanlar, inek sütündeki proteinin anne sütüne göre daha yüksek olduğu için şişmanlığa neden olduğu uyarısında bulunuyor.

    Bebekler için en iyi besinin anne sütü olduğu tartışılmayacak bir gerçek. Tüm bebeklerin gerektiği kadar anne sütü içmesi, hem ailelerin hem de çocuk sağlığı ve beslenmesiyle uğraşan uzmanların en büyük hayali.

    Anne sütü konusundaki çalışmalarıyla dikkat çeken ve ‘Hayat Boyu Sürecek Sağlığın Temelleri’ konulu seminere konuşmacı olarak katılmak için Türkiye’ye gelen, Iowa Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatri Profesörü Dr. Ekhard E. Ziegler, ne kadar çabalasa da her annenin bebeğine anne sütü vermesinin mümkün olmadığını söylüyor.

    “Annelerin yüzde 15’i bebeklerine anne sütü veremiyor” diyen Prof. Dr. Ziegler, günümüz mamalarının bebek beslenmesindeki en iyi 2. seçenek olarak görülmesi gerektiğini dile getiriyor.

    Demir eksikliğine yol açar

    Bebeklere, hayatlarının ilk yılında inek ya da keçi sütü içirilmesini kesinlikle önermeyen Prof. Dr. Ziegler, bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:

    “1. neden inek sütünde anne sütünün 3-4 katı yüksekliğinde protein bulunmasıdır. Yüksek protein tüketimi ileri yaşlarda şişmanlığa neden olarak böbrekleri yorar.

    2. neden inek sütünün sodyum, kalsiyum ve potasyum gibi çok yüksek oranlı bazı mineraller içermesidir. Bu mineraller inek sütüyle alındığında, vücuttan atılabilmeleri yüksek miktarda su alımını gerektirir. Bunların atılması çok yüksek miktarda su kaybına (dehidratasyon) neden olur ve vücudun su stoğu azalır.

    3. neden ise demir eksikliğidir. Buna, inek sütünde demirin yok denecek kadar az olması yol açar. Çok sayıda çalışma, 2 yaşına kadar inek sütü içen çocuklarda ciddi demir eksikliği olduğunu göstermektedir. Beynin gelişimi üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı, bu konunun özellikle dikkate alınması gerekmektedir.”

    B vitamini açısından eksik!

    Prof. Dr. Ziegler, ABD’deki inek sütlerinin B vitaminiyle güçlendirildiğini, Türkiye’de ise böyle olmadığı için ciddi bir B vitamini eksikliğiyle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Ziegler, “1982’den önce Amerika’da ciddi oranda inek sütü tüketiliyor, bebeklere 3. aylarından itibaren inek sütü veriliyordu. 1982’de Amerikan Pediatri Akademisi’nin ‘1 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır’ şeklindeki yayını üzerine, Amerika’da 1 yaş altında inek sütü tüketimi çok azaldı. Tüketim çok düşük oranlı olarak 10, 11 ve 12. aylardan itibaren başlar oldu” diyor.

    Türkiye’nin süt banyosu yok

    PROF. Dr. Ziegler, izin süreleri dolduğu için çalışma hayatına geri dönen annelerin süt miktarlarının azaldığını görmenin, sık karşılaştıkları bir sorun olduğunu söylüyor. Bazı annelerin bebeklerine yetecek sütü yokken, bazı annelerin çok miktarda sütü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ziegler, ihtiyacın üzerinde sütü bulunan annelerin sütlerinin boşa gitmemesi için süt bankalarına bağış yapılmasının önemine değiniyor.

    Türkiye’de süt bankası bulunmamasının bir eksiklik olduğunu belirten Ziegler, sütü olmayan annelerin anne sütünü katı gıdayla değiştirmemelerini, bebeğin ciddi miktarda anne sütüne ihtiyacı olması durumunda bunun bir mamayla tamamlanmasını öneriyor.

    0- 1 yaş arası beslenmenin püf noktaları

    Prof. Dr. Ekhard E. Ziegler, “İdeal bebek beslenmesi nasıl olmalı?” sorusunu, şu sözlerle yanıtlıyor:

    “Bebekler, hayatlarının ilk 4 ayı muhakkak anne sütü tüketmeli. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu sürenin 6 ay olması gerektiğini söylese de, anneler bebeklerine en az 4 ay sadece anne sütü vermeye çalışmalı. Anne sütü dışında bebeğin ilk olarak tahıl bazlı ek besinlerle tanıştırılması gerekiyor. Bunun ardından ise sebze ve meyve tüketimi öneriliyor. Bebek beslenmesinde son sırayı ise bebeğin yiyebileceği şekilde ezilmiş ya da parçalanmış etin alması gerekli.”

    İlk yıl bebeğe inek sütü vermeyin

    Konu Saati  12:40  |  in  Anne- bebek  |  Devamı»

    Anne sütü verilmesi gereken ilk bir yılda bebeğe normal süt vermenin demir eksikliğine yol açtığını belirten uzmanlar, inek sütündeki proteinin anne sütüne göre daha yüksek olduğu için şişmanlığa neden olduğu uyarısında bulunuyor.

    Bebekler için en iyi besinin anne sütü olduğu tartışılmayacak bir gerçek. Tüm bebeklerin gerektiği kadar anne sütü içmesi, hem ailelerin hem de çocuk sağlığı ve beslenmesiyle uğraşan uzmanların en büyük hayali.

    Anne sütü konusundaki çalışmalarıyla dikkat çeken ve ‘Hayat Boyu Sürecek Sağlığın Temelleri’ konulu seminere konuşmacı olarak katılmak için Türkiye’ye gelen, Iowa Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatri Profesörü Dr. Ekhard E. Ziegler, ne kadar çabalasa da her annenin bebeğine anne sütü vermesinin mümkün olmadığını söylüyor.

    “Annelerin yüzde 15’i bebeklerine anne sütü veremiyor” diyen Prof. Dr. Ziegler, günümüz mamalarının bebek beslenmesindeki en iyi 2. seçenek olarak görülmesi gerektiğini dile getiriyor.

    Demir eksikliğine yol açar

    Bebeklere, hayatlarının ilk yılında inek ya da keçi sütü içirilmesini kesinlikle önermeyen Prof. Dr. Ziegler, bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:

    “1. neden inek sütünde anne sütünün 3-4 katı yüksekliğinde protein bulunmasıdır. Yüksek protein tüketimi ileri yaşlarda şişmanlığa neden olarak böbrekleri yorar.

    2. neden inek sütünün sodyum, kalsiyum ve potasyum gibi çok yüksek oranlı bazı mineraller içermesidir. Bu mineraller inek sütüyle alındığında, vücuttan atılabilmeleri yüksek miktarda su alımını gerektirir. Bunların atılması çok yüksek miktarda su kaybına (dehidratasyon) neden olur ve vücudun su stoğu azalır.

    3. neden ise demir eksikliğidir. Buna, inek sütünde demirin yok denecek kadar az olması yol açar. Çok sayıda çalışma, 2 yaşına kadar inek sütü içen çocuklarda ciddi demir eksikliği olduğunu göstermektedir. Beynin gelişimi üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı, bu konunun özellikle dikkate alınması gerekmektedir.”

    B vitamini açısından eksik!

    Prof. Dr. Ziegler, ABD’deki inek sütlerinin B vitaminiyle güçlendirildiğini, Türkiye’de ise böyle olmadığı için ciddi bir B vitamini eksikliğiyle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Ziegler, “1982’den önce Amerika’da ciddi oranda inek sütü tüketiliyor, bebeklere 3. aylarından itibaren inek sütü veriliyordu. 1982’de Amerikan Pediatri Akademisi’nin ‘1 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır’ şeklindeki yayını üzerine, Amerika’da 1 yaş altında inek sütü tüketimi çok azaldı. Tüketim çok düşük oranlı olarak 10, 11 ve 12. aylardan itibaren başlar oldu” diyor.

    Türkiye’nin süt banyosu yok

    PROF. Dr. Ziegler, izin süreleri dolduğu için çalışma hayatına geri dönen annelerin süt miktarlarının azaldığını görmenin, sık karşılaştıkları bir sorun olduğunu söylüyor. Bazı annelerin bebeklerine yetecek sütü yokken, bazı annelerin çok miktarda sütü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ziegler, ihtiyacın üzerinde sütü bulunan annelerin sütlerinin boşa gitmemesi için süt bankalarına bağış yapılmasının önemine değiniyor.

    Türkiye’de süt bankası bulunmamasının bir eksiklik olduğunu belirten Ziegler, sütü olmayan annelerin anne sütünü katı gıdayla değiştirmemelerini, bebeğin ciddi miktarda anne sütüne ihtiyacı olması durumunda bunun bir mamayla tamamlanmasını öneriyor.

    0- 1 yaş arası beslenmenin püf noktaları

    Prof. Dr. Ekhard E. Ziegler, “İdeal bebek beslenmesi nasıl olmalı?” sorusunu, şu sözlerle yanıtlıyor:

    “Bebekler, hayatlarının ilk 4 ayı muhakkak anne sütü tüketmeli. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu sürenin 6 ay olması gerektiğini söylese de, anneler bebeklerine en az 4 ay sadece anne sütü vermeye çalışmalı. Anne sütü dışında bebeğin ilk olarak tahıl bazlı ek besinlerle tanıştırılması gerekiyor. Bunun ardından ise sebze ve meyve tüketimi öneriliyor. Bebek beslenmesinde son sırayı ise bebeğin yiyebileceği şekilde ezilmiş ya da parçalanmış etin alması gerekli.”

    0 yorum:


    İsviçre ve Fransa sınırında bulunan CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi)'de uzun süreden beri yapılan çeşitli deneylerin başlıca amaçlarından birisi Higgs Boson'nunu bulabilmek.

    Higgs Bozonu Nedir? 

    1960 yılında İngiliz fizik bilimci Peter Higgs tarafından ortaya atılmıştır ve adını ondan almaktadır. Atom altı parçacık olarak kabul edilmektedir.



    Higgs Bozon



    Kabaca büyük patlama ya da

    Tanrı Parçacığı: Higgs Bozonu Bulundu mu?

    Konu Saati  07:57  |  in  Bilim  |  Devamı»


    İsviçre ve Fransa sınırında bulunan CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi)'de uzun süreden beri yapılan çeşitli deneylerin başlıca amaçlarından birisi Higgs Boson'nunu bulabilmek.

    Higgs Bozonu Nedir? 

    1960 yılında İngiliz fizik bilimci Peter Higgs tarafından ortaya atılmıştır ve adını ondan almaktadır. Atom altı parçacık olarak kabul edilmektedir.



    Higgs Bozon



    Kabaca büyük patlama ya da

    0 yorum:

    Turpun Zararları
    Turpun Faydaları ve Zararları
    Turpun Faydaları ve Zararları
    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir,Turpun Faydaları ve Zararları,Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir, Turpun Zararı Var mıdır
    Kış mevsiminde sıklıkla yemeklerimizde ve salatalarımızda garnitür olarak kullandığımız turp, lezzetli bir sebze olmasının yanısıra, son derece faydalı ve değerli bir besin aynı zamanda.. Özellikle kırmızı turpa rengini veren likopen maddesi tansiyonu düzenlemekten tümör büyümesini engellemeye, kötü kolesterolü düşürmekten kanseri önlemeye kadar pek çok fayda sağlıyor. Bakın severek tükettiğimiz turpun faydaları nelermiş..

    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir
    *C vitamini açısından zengin olan turp, böbrek taşları olanlara, aşırı şişmanlara sıklıkla öneriliyor.
    *Şeker hastalarına faydalıdır. Diyabetlilerin salatalığın yanında kırmızı turp tüketmesi gerekmektedir.
    *En güçlü antioksidanlardan olan A ve C vitamini barındırarak kalp rahatsızlıklarına karşı doğal ilaç görevi görür.
    *Diş, diş eti, sinir, saç ve tırnaklar için oldukça yararlıdır.
    *Nezle ve grip gibi hastalıklarda burnun akmasını engeller.
    *Böbrek taşlarına, hazımsızlığa ve aşırı kilolara karşı önerilir.
    *Astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına iyi gelir. Öksürüğü keser. İdrar söktürür ve kabızlığı giderir.
    *Karaciğeri kuvvetlendirir ve şişliğini indirir.
    *Verem hastalarına tavsiye edilir.
    *Sindirimi kolaylaştırır.
    *Sinir ve stresi alır.
    *Romatizma ve siyatikte faydalıdır.
    *Sarılığa karşı da faydalıdır.
    *Mikrop öldürücüdür.
    *Sivilce ve egzamayı geçirmeye yardımcı olur.
    *Bal ve sirke şerbeti ile karıştırılıp gargara yapılırsa nefes darlığına iyi gelir.
    Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir,Turpun Zararı Var mıdır ?
    *Böbreğinden oksalat (bir çeşit böbrek taşı) taşı dökenler turpu az yemesi gerekenlerin başında geliyor. *Çünkü vücuttaki oksalat miktarı arttığında kalsiyum kaybı daha fazla oluyor.
    *İshal olanlar ve gaz sancısı çekenler.
    *Mutsuz (irritabl) bağırsak sendromu olanlar.
    *Gastriti olanlar turpu pişirerek yemeli.
    *Açık ülser yarası olanlar turp yememeli.
    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir, Turpun Faydaları ve Zararları,Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir,Turpun Zararı Var mıdır

    TURPUN FAYDALARI VE ZARARLARI

    Konu Saati  07:32  |  in  Turpun Zararları Nelerdir  |  Devamı»

    Turpun Zararları
    Turpun Faydaları ve Zararları
    Turpun Faydaları ve Zararları
    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir,Turpun Faydaları ve Zararları,Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir, Turpun Zararı Var mıdır
    Kış mevsiminde sıklıkla yemeklerimizde ve salatalarımızda garnitür olarak kullandığımız turp, lezzetli bir sebze olmasının yanısıra, son derece faydalı ve değerli bir besin aynı zamanda.. Özellikle kırmızı turpa rengini veren likopen maddesi tansiyonu düzenlemekten tümör büyümesini engellemeye, kötü kolesterolü düşürmekten kanseri önlemeye kadar pek çok fayda sağlıyor. Bakın severek tükettiğimiz turpun faydaları nelermiş..

    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir
    *C vitamini açısından zengin olan turp, böbrek taşları olanlara, aşırı şişmanlara sıklıkla öneriliyor.
    *Şeker hastalarına faydalıdır. Diyabetlilerin salatalığın yanında kırmızı turp tüketmesi gerekmektedir.
    *En güçlü antioksidanlardan olan A ve C vitamini barındırarak kalp rahatsızlıklarına karşı doğal ilaç görevi görür.
    *Diş, diş eti, sinir, saç ve tırnaklar için oldukça yararlıdır.
    *Nezle ve grip gibi hastalıklarda burnun akmasını engeller.
    *Böbrek taşlarına, hazımsızlığa ve aşırı kilolara karşı önerilir.
    *Astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına iyi gelir. Öksürüğü keser. İdrar söktürür ve kabızlığı giderir.
    *Karaciğeri kuvvetlendirir ve şişliğini indirir.
    *Verem hastalarına tavsiye edilir.
    *Sindirimi kolaylaştırır.
    *Sinir ve stresi alır.
    *Romatizma ve siyatikte faydalıdır.
    *Sarılığa karşı da faydalıdır.
    *Mikrop öldürücüdür.
    *Sivilce ve egzamayı geçirmeye yardımcı olur.
    *Bal ve sirke şerbeti ile karıştırılıp gargara yapılırsa nefes darlığına iyi gelir.
    Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir,Turpun Zararı Var mıdır ?
    *Böbreğinden oksalat (bir çeşit böbrek taşı) taşı dökenler turpu az yemesi gerekenlerin başında geliyor. *Çünkü vücuttaki oksalat miktarı arttığında kalsiyum kaybı daha fazla oluyor.
    *İshal olanlar ve gaz sancısı çekenler.
    *Mutsuz (irritabl) bağırsak sendromu olanlar.
    *Gastriti olanlar turpu pişirerek yemeli.
    *Açık ülser yarası olanlar turp yememeli.
    Turpun Faydaları,Turp Faydaları,Turp ve Faydaları,Turpun Faydaları Kısaca,Turpun Faydaları Nelerdir, Turpun Faydaları ve Zararları,Turpun Zararları,Turpun Zararları Nelerdir,Turpun Zararı Var mıdır

    0 yorum:

    13 Mart 2013 Çarşamba


    Facebook Newsroom üzerinden Rose Yao'nun yaptığı paylaşıma göre Facebook Zaman Tüneli üzerinde çeşitli iyileştirmeler yapılacak.

    Rose Yao'nun paylaşımını referans alarak nelerde iyileştirmelerin yapıldığına bir bakalım.

    Sizin için önemli mekanlar

    Artık "Hakkınızda" sayfanızı sizin için önemli olgular doğrultusunda organize etmek artık daha kolay olacak. Yeniden tasarlanan bölümler size

    Facebook Zaman Tüneli İyileştiriliyor

    Konu Saati  14:10  |  in  Sosyal Medya  |  Devamı»


    Facebook Newsroom üzerinden Rose Yao'nun yaptığı paylaşıma göre Facebook Zaman Tüneli üzerinde çeşitli iyileştirmeler yapılacak.

    Rose Yao'nun paylaşımını referans alarak nelerde iyileştirmelerin yapıldığına bir bakalım.

    Sizin için önemli mekanlar

    Artık "Hakkınızda" sayfanızı sizin için önemli olgular doğrultusunda organize etmek artık daha kolay olacak. Yeniden tasarlanan bölümler size

    0 yorum:

    Küçük oğluma hamileyken jinekoloğum HIV tarama testi isteyip istemediğimi sordu. Bir an duraksadım. 

    Büyük oğluma hamileyken sağlık sigortaları böyle bir hizmet sunuyordu da benim haberim mi yoktu acaba. Doktor yardımcısı Bayan Ercan AIDS testi yaptırmak istermisiniz, diye tekrar soruyor. ‚Tabii tabi isterim.’ dedim büyük bir hevesle.

    Aman hiçbir testten eksik kalmayayım. Bebeğim sapasağlam doğsun. Kan aldılar. Test sonucunu bir sonraki rutin kontrollerimde öğreneceğim. Ayyy Devrim bu, hiç sabredebilir mi? Sakin sakin o iki haftanın geçmesini bekleyebilir mi? Herşeyin en kötüsünü hesaplar hep felaket senaryoları yazarım. Nerden bulaşmışsa artık annemin genleri mi yoksa babamın genleri mi? bilemiyorum.

    İki haftayı zar zor geçiriyorum. Rutin kontrolümden sonra heyacanla doktoruma soruyorum:’AIDS testinin sonucu nasıl çıktı?’diye. Doktorum:’AAA sizin AİDS siniz mi var?’ diyor şakayla karışık. Sararıyorum aman tanrım nasıl yani diye geçiriyorum içimden. Endişelendiğimi gören doktorum, panik yapmayın lütfen sadece takıldım size, sonuç negatif, diyor.

    Birkaç yıl önce Alman Sağlık Bakanlığı’nın bir projesi çerçevesinde ‚Cinsel sağlık ve AİDS’ başlıklı bir internet sitesini ve de broşürleri türkçeleştirdim. Özellikle HİV virüsü taşıyan hamile kadınlar ve onların durumu beni derinden etkilemişti. Ben de anneydim ve ilk bebeğime hamileyken böyle bir testten geçmemiştim. AİDS olabilirdim. AİDS olduğumu bilmeden oğlumu dünyaya getirip onun da aids olmasına neden olabilirdim. Her şey insanlar için. Olabilecek şeyler bunlar. Ben şanslıydım olmadık. Ama olanlar var.

    HIV virüsü taşıyan bir anne adayı eğer hiçbir şekilde önlem almazsa, işte o zaman risk çok büyük. Çocuğun virüslü bir şekilde dünyaya gelme olasılığı %14 ile %20 arasında.

    Fakat vaktinde testi yapılmış tespit edilmiş anne adaylarının gereken önlemleri almaları kaydı ile bebeklerini sağlıklı bir şekilde dünyaya getirme şansları hayli yüksek. Virüs taşıyıcısı anne adayı özel klinikte takibini yaptırır, doktorunun verdiği ilaçları kullanır, sezaryan ile bebeğini dünyaya getirir ve bebeğini emzirmezse, bebeğin aids olma olasılığı %2 lere düşüyor.

    Ben AİDSli kadınların da hamile kaldıkları  ve bebeği dünyaya getirmek istedikleri takdirde, bebeklerin sıkı kontröl dahilinde dünyaya gelmelerinden yanayım. AİDS virüsü taşıyan ve çocuk sahibi bir anne ile olan diyaloğu aktarıyorum size. Kimsenin bu duruma gelmemesi dileklerimle.

    KONUK YAZAR
    Devrim Ercan-Bozay


    HİV virüsü taşıyan ANNE:

    „Çevremde eğer bir kez daha hamile kalırsan ne olur?“ sorusuyla karşılaştım. „Bir çocuk daha istermisin“ sorusuna yanıtım, „Evet çok isterim“ oluyor.HIV ve annelik kesinlikle birbiriyle çelişen durumlar değil. Ben tam tersini düşünüyorum. Bu konudaki düşüncem de çok keskin. Çocuklarımla geçirdiğim zamanın başka bir tadı var. Birbirimize daha fazla zaman ayırıyoruz. Bu zamanı da daha derin ve farklı yaşıyoruz. Çocuk sahibi olmak bambaşka bir duygu. İnsana yaşama sevinci veriyor.Çocuklardan alınan hayat enerjisini, gücü ve sevgiyi hiçbirşeyle karşılaştırmak mümkün değil. Bunu size başka kimse veremez.

    © Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.

    Yazarımıza mail atmak için tıklayınız.

    Hem AIDSli hem de Hamile

    Konu Saati  12:39  |  in  sağlıklı yaşam  |  Devamı»

    Küçük oğluma hamileyken jinekoloğum HIV tarama testi isteyip istemediğimi sordu. Bir an duraksadım. 

    Büyük oğluma hamileyken sağlık sigortaları böyle bir hizmet sunuyordu da benim haberim mi yoktu acaba. Doktor yardımcısı Bayan Ercan AIDS testi yaptırmak istermisiniz, diye tekrar soruyor. ‚Tabii tabi isterim.’ dedim büyük bir hevesle.

    Aman hiçbir testten eksik kalmayayım. Bebeğim sapasağlam doğsun. Kan aldılar. Test sonucunu bir sonraki rutin kontrollerimde öğreneceğim. Ayyy Devrim bu, hiç sabredebilir mi? Sakin sakin o iki haftanın geçmesini bekleyebilir mi? Herşeyin en kötüsünü hesaplar hep felaket senaryoları yazarım. Nerden bulaşmışsa artık annemin genleri mi yoksa babamın genleri mi? bilemiyorum.

    İki haftayı zar zor geçiriyorum. Rutin kontrolümden sonra heyacanla doktoruma soruyorum:’AIDS testinin sonucu nasıl çıktı?’diye. Doktorum:’AAA sizin AİDS siniz mi var?’ diyor şakayla karışık. Sararıyorum aman tanrım nasıl yani diye geçiriyorum içimden. Endişelendiğimi gören doktorum, panik yapmayın lütfen sadece takıldım size, sonuç negatif, diyor.

    Birkaç yıl önce Alman Sağlık Bakanlığı’nın bir projesi çerçevesinde ‚Cinsel sağlık ve AİDS’ başlıklı bir internet sitesini ve de broşürleri türkçeleştirdim. Özellikle HİV virüsü taşıyan hamile kadınlar ve onların durumu beni derinden etkilemişti. Ben de anneydim ve ilk bebeğime hamileyken böyle bir testten geçmemiştim. AİDS olabilirdim. AİDS olduğumu bilmeden oğlumu dünyaya getirip onun da aids olmasına neden olabilirdim. Her şey insanlar için. Olabilecek şeyler bunlar. Ben şanslıydım olmadık. Ama olanlar var.

    HIV virüsü taşıyan bir anne adayı eğer hiçbir şekilde önlem almazsa, işte o zaman risk çok büyük. Çocuğun virüslü bir şekilde dünyaya gelme olasılığı %14 ile %20 arasında.

    Fakat vaktinde testi yapılmış tespit edilmiş anne adaylarının gereken önlemleri almaları kaydı ile bebeklerini sağlıklı bir şekilde dünyaya getirme şansları hayli yüksek. Virüs taşıyıcısı anne adayı özel klinikte takibini yaptırır, doktorunun verdiği ilaçları kullanır, sezaryan ile bebeğini dünyaya getirir ve bebeğini emzirmezse, bebeğin aids olma olasılığı %2 lere düşüyor.

    Ben AİDSli kadınların da hamile kaldıkları  ve bebeği dünyaya getirmek istedikleri takdirde, bebeklerin sıkı kontröl dahilinde dünyaya gelmelerinden yanayım. AİDS virüsü taşıyan ve çocuk sahibi bir anne ile olan diyaloğu aktarıyorum size. Kimsenin bu duruma gelmemesi dileklerimle.

    KONUK YAZAR
    Devrim Ercan-Bozay


    HİV virüsü taşıyan ANNE:

    „Çevremde eğer bir kez daha hamile kalırsan ne olur?“ sorusuyla karşılaştım. „Bir çocuk daha istermisin“ sorusuna yanıtım, „Evet çok isterim“ oluyor.HIV ve annelik kesinlikle birbiriyle çelişen durumlar değil. Ben tam tersini düşünüyorum. Bu konudaki düşüncem de çok keskin. Çocuklarımla geçirdiğim zamanın başka bir tadı var. Birbirimize daha fazla zaman ayırıyoruz. Bu zamanı da daha derin ve farklı yaşıyoruz. Çocuk sahibi olmak bambaşka bir duygu. İnsana yaşama sevinci veriyor.Çocuklardan alınan hayat enerjisini, gücü ve sevgiyi hiçbirşeyle karşılaştırmak mümkün değil. Bunu size başka kimse veremez.

    © Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.

    Yazarımıza mail atmak için tıklayınız.

    0 yorum:

    12 Mart 2013 Salı

    Zihin gücünüzü artırmak için birçok yol var.

    Oyuna ne dersiniz? 
    Tabiki video oyunlarından bahsetmiyoruz. Sudoku, bulmaca ve puzzle gibi zeka oyunlarını deneyin.

    Uykunuza dikkat! 
    Eğer zihninizi güçlendirmek istiyorsanız, iyi bir uyku çekmelisiniz. Yeterli miktarda uyku sizin önceliğiniz olsun. Gün içerisinde kısa dinlenmelerde daha etkili çalışmanızı sağlar.

    Zekanız için yemek yiyin! 
    Bedeniniz gibi beyninizde düzgün çalışabilmek için doğru besinlere ihtiyaç duyar. Abur cuburlardan oluşan bir beslenme düzeni konsantrasyonunuzu bozar ve tembelleşmenize neden olur.

    Yeni şeyler öğrenmeye açık olun! 
    Öğrenme işi okuldan mezun olduktan sonra biter diye bir şey yoktur. Zihninizi yeni bilgilerle yormadığınız zaman beyniniz bundan olumsuz yönde etkilenir. Yaşınız ne olursa olsun, yeni bilgiler öğrenmeye açık olun. Mesela yeeni bir dil öğrenin, merak ettiklerinizi araştırın ve bol kitap okuyun.

    Yazı yazmak mı? 
    Öyle bir zamanda yazşıyoruz ki, neredeyse yazmayı unutacağız. Yazdıklarımız, düşüncelerimizi organize etmemize neden olur. Eğer bir problemi çözmekte sorun yaşıyorsanız, hemen elinize kağıt ve kaleminizi alın. Yaşadıklarınızı bir kağıda not aldığınızda, olayı daha geniş bir perspektiften görebilirsiniz. Böylece aklınıza yeni çözümler ve fikirler gelebilir.

    Kararında merak iyidir! 
    Sürekli sorular sorun, karşınızdaki insanlara değil, kendinize. Böylece cevaplar ararken beyin egzerisizi yapmış olacaksınız. Meraklı kaldığınız sürece, zihniniz daha güçlenecek. Yeni sorular sorarak kendinizi sürekli geliştirmiş olacaksınız.

    Yediklerinize dikkat!
    Zihin güçlendirmek için yaptığınız fiziksel veya mental aktivitelerin dışında yedikleriniz de çok önemlidir. Bilindiği üzere beyin glükoz ve oksijenle çalışır. Meyvelerde bulunan şeker ise kolaylıkla glükoza dönüşebilir. Bu nedenle bol bol meyve yemeye özen gösterin. Bunun yanında, bal, siyah üzüm, ceviz, fındık, fıstık, fesleğen, limon, balık, karabiberin, zencefil, havuç, ananas, avokado, limon ve soğan tüketmeye özen gösterin.

    Zihninizi güçlendirmenin 6 yolu!

    Konu Saati  12:40  |  in  Yaşam  |  Devamı»

    Zihin gücünüzü artırmak için birçok yol var.

    Oyuna ne dersiniz? 
    Tabiki video oyunlarından bahsetmiyoruz. Sudoku, bulmaca ve puzzle gibi zeka oyunlarını deneyin.

    Uykunuza dikkat! 
    Eğer zihninizi güçlendirmek istiyorsanız, iyi bir uyku çekmelisiniz. Yeterli miktarda uyku sizin önceliğiniz olsun. Gün içerisinde kısa dinlenmelerde daha etkili çalışmanızı sağlar.

    Zekanız için yemek yiyin! 
    Bedeniniz gibi beyninizde düzgün çalışabilmek için doğru besinlere ihtiyaç duyar. Abur cuburlardan oluşan bir beslenme düzeni konsantrasyonunuzu bozar ve tembelleşmenize neden olur.

    Yeni şeyler öğrenmeye açık olun! 
    Öğrenme işi okuldan mezun olduktan sonra biter diye bir şey yoktur. Zihninizi yeni bilgilerle yormadığınız zaman beyniniz bundan olumsuz yönde etkilenir. Yaşınız ne olursa olsun, yeni bilgiler öğrenmeye açık olun. Mesela yeeni bir dil öğrenin, merak ettiklerinizi araştırın ve bol kitap okuyun.

    Yazı yazmak mı? 
    Öyle bir zamanda yazşıyoruz ki, neredeyse yazmayı unutacağız. Yazdıklarımız, düşüncelerimizi organize etmemize neden olur. Eğer bir problemi çözmekte sorun yaşıyorsanız, hemen elinize kağıt ve kaleminizi alın. Yaşadıklarınızı bir kağıda not aldığınızda, olayı daha geniş bir perspektiften görebilirsiniz. Böylece aklınıza yeni çözümler ve fikirler gelebilir.

    Kararında merak iyidir! 
    Sürekli sorular sorun, karşınızdaki insanlara değil, kendinize. Böylece cevaplar ararken beyin egzerisizi yapmış olacaksınız. Meraklı kaldığınız sürece, zihniniz daha güçlenecek. Yeni sorular sorarak kendinizi sürekli geliştirmiş olacaksınız.

    Yediklerinize dikkat!
    Zihin güçlendirmek için yaptığınız fiziksel veya mental aktivitelerin dışında yedikleriniz de çok önemlidir. Bilindiği üzere beyin glükoz ve oksijenle çalışır. Meyvelerde bulunan şeker ise kolaylıkla glükoza dönüşebilir. Bu nedenle bol bol meyve yemeye özen gösterin. Bunun yanında, bal, siyah üzüm, ceviz, fındık, fıstık, fesleğen, limon, balık, karabiberin, zencefil, havuç, ananas, avokado, limon ve soğan tüketmeye özen gösterin.

    0 yorum:

    Hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme, fazla kilolarınızın özellikle bel ve göbek bölgesinde toplanmasına neden olur. Bunları uygularsanız, sadece 3 haftada göbek-bel bölgenizi inceltebilirsiniz.

    Mekik Hareketi

    İşe sabah ve akşam ellişer kez mekik çekerek başlayabilirsiniz. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.

    Sopalı Hareket

    Enseye koyulan bir sopa yardımıyla sağa ve sola dönerek yapılan bu hareket karnınızın yan tarafındaki kasların şekillenmesine ve göbeğinizin erimesine yardımcı olur.

    Yan Mekik

    Yan kaslar ve bel kasları için belki de en yararlı hareket bu. Önce sağa doğru yatın. Sağ elinizi sağ kulağınızın üstüne değercesine yaklaştırın. Sol elinizi belinizin sol tarafına sol dirseğiniz gelecek şekilde yerleştirin. Sol elinizle belinizin sağındaki kasları hafifçe tutun. Hızla sağ kolunuzu ve sağ ayağınızı birbirine doğru yaklaştırın. 60 kez tekrarlayın.

    Popo Hareketi

    Önce sol diziniz üstüne yatıp ayaklarınızı dik koyup rahat bir şekilde ayağınızı kayırabildiğiniz kadar yukarı kaldırıp aşağı indirin. Bu sırada dizinizi fazla bükmeyin. Daha sonra aynı hareketi yine sağ diziniz üstünde dayanarak yapın. Bu hareketi de en azından 30-40'ar kez yapmaya gayret edin. Popo ve çevresindeki yağ dokusunu azaltır.

    Yanlara Esneme

    Bu harekette önce hazır oldaki gibi dimdik duracaksınız. Sonra hızla sağa ve sola doğru esneyebildiğiniz kadar, dikliğinizi bozmadan esneyeceksiniz. En azından üç dört dakika hızlı bir şekilde yapmaya gayret edin. Baş dönmesi, çok yüksek tansiyonu olanlar için de uygun bir hareket olmayabilir.

    3 Haftada Göbeğinizden Kurtulun!

    Konu Saati  12:38  |  in  Diyet zayıflama  |  Devamı»

    Hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme, fazla kilolarınızın özellikle bel ve göbek bölgesinde toplanmasına neden olur. Bunları uygularsanız, sadece 3 haftada göbek-bel bölgenizi inceltebilirsiniz.

    Mekik Hareketi

    İşe sabah ve akşam ellişer kez mekik çekerek başlayabilirsiniz. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.

    Sopalı Hareket

    Enseye koyulan bir sopa yardımıyla sağa ve sola dönerek yapılan bu hareket karnınızın yan tarafındaki kasların şekillenmesine ve göbeğinizin erimesine yardımcı olur.

    Yan Mekik

    Yan kaslar ve bel kasları için belki de en yararlı hareket bu. Önce sağa doğru yatın. Sağ elinizi sağ kulağınızın üstüne değercesine yaklaştırın. Sol elinizi belinizin sol tarafına sol dirseğiniz gelecek şekilde yerleştirin. Sol elinizle belinizin sağındaki kasları hafifçe tutun. Hızla sağ kolunuzu ve sağ ayağınızı birbirine doğru yaklaştırın. 60 kez tekrarlayın.

    Popo Hareketi

    Önce sol diziniz üstüne yatıp ayaklarınızı dik koyup rahat bir şekilde ayağınızı kayırabildiğiniz kadar yukarı kaldırıp aşağı indirin. Bu sırada dizinizi fazla bükmeyin. Daha sonra aynı hareketi yine sağ diziniz üstünde dayanarak yapın. Bu hareketi de en azından 30-40'ar kez yapmaya gayret edin. Popo ve çevresindeki yağ dokusunu azaltır.

    Yanlara Esneme

    Bu harekette önce hazır oldaki gibi dimdik duracaksınız. Sonra hızla sağa ve sola doğru esneyebildiğiniz kadar, dikliğinizi bozmadan esneyeceksiniz. En azından üç dört dakika hızlı bir şekilde yapmaya gayret edin. Baş dönmesi, çok yüksek tansiyonu olanlar için de uygun bir hareket olmayabilir.

    0 yorum:

    Etiketler

    Hakkımızda-Gizlilik-İletişim
    Copyright © 2013 Develi Kayseri. by Her Telden
    By Seven Blogcu.
    back to top